Bu yazıyı Bakü Havaalanı'nda dönüş yolunda yazıyorum.Cumhurbaşkanlığı seçimini izlemek için gittiğimiz can Azerbaycan'dan bu kez olağanüstü bir gururla ayrılıyoruz.Seçimin sonucu belliydi.Başkan Aliyev'in ezici bir oyla kazanacağı bilinen bir şeydi.Nitekim öyle oldu.Sandıktan çıkan kesin olmayan sonuçlar İlham Aliyev'in yüzde 90'nın üstünde bir oy oranıyla seçildiğini gösteriyordu.Aliyev deyip geçmemek lazım.Baba Haydar Aliyev modern Azerbaycan Cumhuriyeti'nin kurucu babası.Oğul İlham Aliyev bu tarihi-siyasi misyonu başarıyla sürdürüyor.Şayet 2009 yılında yapılan anayasal referandum olmasaydı bugün İlham Aliyev cumhurbaşkanı seçilemezdi.Bilmeyenler için hatırlatayım: 2009'da kabul edilen değişiklikle cumhurbaşkanlığı için konulan beşer yıl-iki dönem şartı kaldırıldı. Bunun yerine dönem şartına bağlı olmayan 7 yıllık süreçler kabul edildi.Karabağ zaferinden sonra Başkan Aliyev'in halk desteği zirve yaptı. 1992'den beri işgal altındaki Karabağ topraklarını kurtaran lider olmak büyük bir şan, büyük bir şeref elbet. Başkan Aliyev'in halkına yaraşır bir gurur içinde olması anlaşılabilir bir şey. Azerbaycan halkının da galip liderlerine her zamankinden daha çok sevgi ve güven duymaları daBaşkan Aliyev süresi bitmeden seçime gitti. Azad Karabağ'ın da gururla seçime katılmasını sağladı. Bu, Karabağ'ın Azerbaycan olduğunun bir başka tesciliydi elbet.Başkan Aliyev'in uluslararası camiaya bu erkene alınmış seçim üzerinden verdiği mesaj ne kadar önemliyse Azerbaycan halkının galip liderlerine sundukları büyük destekle verdikleri mesaj da bir o kadar önemlidir.Beni gururlandıran şey, 92'den beri işgal altındaki toprakların hürriyetine ve istiklaline kavuştuğunu görmek oldu.Tarih kitaplarından okuduğumuz Fuzuli'yi ve Şuşa'yı nasıl unutabiliriz.Azad Karabağ topraklarına girdiğimde yaşadığım duygu, tarifsiz bir mutluluk ve gururdu elbette.Çünkü Erdoğan liderliğindeki Türkiye'nin, yani benim ülkemin büyük katkılarıyla o topraklar işgal altından kurtarılmıştı.Azerbaycan'ın ilk bağımsız cumhuriyetinin kuruluşunda da bizim canımız ve kanımız vardır.Azerbaycan demek, biz demek.Biz demek, Azerbaycan demek.İki devlet-tek millet metaforu, tarihsel ve güncel bir hakikatin ifadesidir. Öylesine söylenmiş bir hamaset cümlesi değil.Fuzuli'ye askeri kontrol noktasından girdik. Savaşın yıkımları yerli yerinde duruyor. 1993'te Fuzuli işgal edildi. O günden kalma evler virane halde. Her yer harap. Binalar delik-deşik. Her taraf mayınlarla döşeli. Ermeniler taş üstüne taş koymamışlar. Tarihi söküp almaya çalışmışlar sadece. Ama nafile!Şuşa da öyle.Karabağ'ın bu dağ başına kurulmuş mağrur ve muhteşem kültür şehri tüm haşmetiyle karşımızda duruyor işte!Tarih