Kaos ve çatışma senaryosu CHP çok tehlikeli oynuyor
CHP çok tehlikeli oynuyor.
Kendi içindeki taht kavgasını tehlikeli mecralara taşıyor.
Kendi içindeki irinin üstünü örtmeye çalışıyor.
O yüzden sokaklara oynuyor.
CHP aslında kendisine biçilen rolü oynuyor.
CHP'nin aklı kendi aklı değil.
CHP gövdesi üzerine hile ve şaibeyle oturtulmuş baş, tam bir siyasi kayyum.
Sorun da bu kayyum siyasetinde.
Kendisi vitrindeki adam.
Diyet ödüyor.
Kaos ve çatışma senaryosu aslında diyet ödediği zata ait bir senaryo değil.
"Üst akıl" bir kez daha devrede.
Suriye'de Esed'in devrilmesi Erdoğan'a sadece içeride değil dışarıda da olağanüstü bir prestij sağladı.
Erdoğan liderliğindeki Türkiye'nin sadece bölgesinde değil küresel ölçekte artık bir aktör olduğu tescillendi.
İçimizde CHP'nin başını çektiği Baasçı blok fena halde rahatsız oldular.
Ha bu arada yeri gelmişken belirteyim: CHP Baasçı ideolojinin son kalesidir.
Arap Baasçılığı çöktü.
Tarih oldu.
Sıranın kendisine geldiğini gören CHP var gücüyle tahrik siyaseti izliyor.
Kaos ve çatışma senaryosuna dört elle sarılıyor.
Can havliyle mezhepçi ve etnik kışkırtıcılık yapmaya çalışmasının sebebi bu.
Dağın arkasını görmeden konuşanlar bu temel gerçeği görmeden konuşanlardır.
Esed düştükten sonra derin bir hüzne eşlik eden sessizlikten sonra Alevicilik kartına oynadılar.
Esed artığı o zalim unsurların başlattıkları isyanı ve katliamı görmezden gelen CHP zihniyeti o katil ve cani isyancıları eleştirmek yerine Ahmed eş-Şara hükümetini suçladılar.
Oysa Esed zamanında tam tersini yapıyorlardı.
Diktatör ve kan dökücü Esed'in Baasçı rejimine başkaldıran Suriye halkını topyekûn "terörist" diye suçluyorlardı.
Suriye'den canlarını ve namuslarını kurtarmak için ülkemize sığınan insanların tekrar Suriye'ye geri gönderilmesini yüksek sesle savunan ve mülteciler üzerinden Hükümeti faşist bir dille suçlayan CHP nedense Lazkiye'den Türkiye'ye acilen bir "Alevi koridoru" açılmasını salık vermekle yetinmeyip bunu yapmaktan kaçınması halinde Türkiye'yi "Alevi katliamı"nın suç ortağı olmakla suçlamaya başladılar.
Niyetleri "mezhepçilik" üzerinden kaos ve çatışma oyununu ülkemizin içine taşımaktı sadece.
Bu oyun bozuldu.
MHP'nin bilge lideri Bahçeli'nin çağrısına uyarak kendi örgütüne fesih ve silah bırakma çağrısında bulunan Öcalan, CHP'nin DEM üzerinden Kürtleri kendi siyasi emelleri doğrultusunda konsolide etme oyununu bozdu.
Öcalan'ın sadece silahları değil PKKDEM'in üzerine oturduğu "Kürt Baasçılığı"nı miadı dolmuş diyerek tarihe uğurlaması CHP'yi her anlamda derin bir hüzne boğdu.
Zahiren sürece karşı çıkması halinde siyaseten kaybedeceğini anlayan CHP, süreci destekliyormuş gibi görünüp sürecin dibini oymaya çalışan taktik oyunlara girişti.
"Kürt sorunu" tanımlaması üzerinden kurnazlıkla yapmaya çalıştığı oyunun asıl sebebi buydu.
PKK'nın kurucu lideri bile "Kürt sorunu" demezken Özel'in ısrarla bu kritik süreçte "Kürt sorunu"na vurgu yapması ve ama ne hikmetse sorunun çözümüne dair somut hiçbir öneride bulunmaması, dahası birdenbire Nevruz ipine sarılarak DEM tabanını kandırılmaya müsait bir kitle olarak görüp DEM'in içine hamle yapması elbette manidardır.
CHP bir yanda "Alevi", bir yanda "Kürt" kartı üzerinden, yani mezhepçilik ve etnikçilik üzerinden oynamaya başladı.