İlkeden saparsak yolumuzu şaşırırız

Öğretimiz bellidir.Biz ilkelerimizi oradan alırız.Öğretimize aykırı anlayışlar ve uygulamalar bizi biz olmaktan çıkartır.Başkasına dönüştüğümüz an varlık nedenimizi yitiririz.Belki güç sahibi olabiliriz.Hiç kuşkusuz gücümüze güç de katabiliriz.Lakin kendimiz olmaktan çıkarız.Kendimiz olmaktan çıktığımızda sahip olduğumuz güç günün sonunda bizi tüketir.Güç dolayısıyla çevremize üşüşen insanların taht oyunlarına ve ihanetine maruz bırakır bizi.Siyasetimizi şekillendiren ana unsur ilke olmaktan çıkıp daha çok güç devşirmeye dönüşürse ilkesiz gücün eninde sonunda dönüp bizi vuracağını zinhar unutmamalıyız.Yola çıktıklarımızı yolda bulduklarımızda değiştirmemek, asla terk etmememiz gereken ilkelerimizden biridir.Yolda bulduklarımızla da elbet yolumuza devam edeceğiz lakin Ebubekirlerin, Ömerlerin, Alilerin konumu hep farklı olmalıdır.Ebubekirsiz, Ömersiz ve Alisiz yolculuklar bizi sahili selamete ulaştırmaz, unutmayacağız.Şehitlerimiz hiç kuşkusuz başımızın tacıdırlar.Adalet ise olmazsa olmazımızdır.Unutmayalım asla: Devletin dini, adalettir.Adaletten ve hakkaniyetten sapılırsa devlet bir zulüm aparatına dönüşür.Devlet gücünü kullanma mevkiinde olanlar adalet ve hakkaniyet çizgisinden milim sapmamak adına ziyadesiyle hassas davranmalıdırlar.Vatandaşlara karşı adaletle ve hakkaniyetle muamele etmesini bilmeyen kamu görevlileri bir de öfkelerine ve nefislerine yenik düşüp kötü söz ve davranışlarda bulunurlarsa o vakit vatandaşların devlete aidiyetlerini ve sadakatlerini örselemiş olurlar.Devletin bekası ve milletin birliği devlet erkini elinde bulunduranların adaletli davranışlarıyla mümkün olur.Gayrısı duygusal kopuşlarla başlayan fizikî ayrışmaları da beraberinde