Akraba kayırmacılığı siyaseti bitirir... Nepotizm virüsü...

Şu akraba kayırmacılığı konusunda evvela kendime dair iki çift söz etmem gerek.Adıyaman milletvekili iken yerel bir televizyonda bu bahiste sorulan bir soruya verdiğim cevapta aynen şunu demiştim: "Ben milletvekili olduğum bir ilde herhangi bir akrabamın velev ki liyakatli olsa bile kurum müdürü olmasından yana değilim. Kendi adıma bunu yapmam. Yapanları da tasvip etmem. Burada iki hususa dikkat etmek lazım: Birincisi, sırf akrabamızdır diye birini liyakat sahibi olmadığı halde bir kurumun başına atıyorsak bu asla kabul edilebilir bir durum değildir. Buna şiddetle karşı çıkarım. İçimizden kim yaparsa yapsın, buna karşı çıkarım. Bu haksızlıktır. İkincisi, ehliyet ve liyakat sahibi olduğu halde birinin sırf akrabası milletvekilidir diye adeta kamusal alandan yoksun bırakılması veya bir kurumun başına getirilmemesi de, yani siyasetçi akrabasından dolayı adeta cezalandırılması da kabul edilemez bir haksızlıktır. Ne bizden dolayı hak etmediği halde sırf birilerinin ödüllendirmeleri doğrudur, ne de hak ettikleri halde cezalandırılmaları Benim kişisel fikrim ve tercihim şudur: Ehliyet ve liyakat sahibi bile olsalar akrabalarımdan birini asla kendi ilimde bir kurumun başına tayin etmem. Bunu doğru bulmam. Bu konuda hassas olmak gerektiğine inananlardanım. Akrabacılık ve kayırmacılık, siyaseti bitirir.."Mealen dediğim buydu.O tarihte Adıyaman AK Parti milletvekili ve grup başkanvekili olan bir kardeşimizin bu yöndeki tasarrufları dolayısıyla gündeme taşınan bu konu çerçevesinde söyleşirken her hafta cuma hutbesinde okunan ayetlerden birinde akrabanın korunup kollanması gerektiğine yaptığım atıf ne yazık ki mecrasından saptırılarak yıllar yılı aleyhime malum odaklarca kullanıldı. Güya ben akraba kayırmacılığını ayetle savunmuşum! Ne suçlamalar yapılmadı ki!Oysa ben genel anlamda akrabaların korunup kullanmasını öngören ayeti kerimeye atıf yaparken aynı zamanda nepotizmi çok büyük bir haksızlık olarak gördüğümü ve buna şiddetle karşı çıktığımı da yukarıda mealen aktardığım sözlerimle de ortaya koyuyordum. Aslında aynı partide birlikte siyaset yaptığım bir arkadaşımızı da yapıp ettiklerinden dolayı zımnen uyarıyor ve eleştiriyordum. Bu yapıp edilenlerin AK Parti siyasetini bitireceğini söylemekten geri durmuyordum. Ne yazık ki o gün söylediğim uyarılar dikkate alınmadı. Tersine daha fazlası yapıldı. Ve işte AK Parti'mizin en güçlü olduğu Adıyaman'da ortaya çıkan sonuç! Ama olan bana oldu. Malum odaklar asıl dediklerimi ıskalayarak cuma hutbesinde okunan ayete atıf yapan sözlerimi önünü-arkasını keserek tedavüle soktular. Benim de kaderim bu işte, ne yapayım!Bunu niçin mi anlattımŞunun için: Bugün CHP belediyelerinde nepotizm ayyuka çıktı. Dün bir bugün iki. Oysa kendileri AK Parti'yi özellikle bu bahiste yıllarca suçlayıp durdular. Üstelik çirkin ve hakaretamiz bir dille. "Damat" retoriği hâlâ hafızalarda da. Şimdi kendileri bin kat daha fazlasını yapmaya başladı. Bu konuyu en çok Meclis'te gündeme taşıyan bir CHP'li vekilin eşi bile atananlar arasında.Bunu kaba bir siyasi eleştiri-suçlama olsun diye söylemiyorum.Siyasette ilkesellik ve tutarlılık adına söylüyorum.Kendiniz suçladığınız şeyin aynısını yapacaksanız o vakit inandırıcılığınız nerde kalır"Baldız, yeğen!" retoriğine sarılacak kadar seviyesiz değiliz elbet.Herkes kendine yakışan dili kuşanır.Siyaset tarzımız da siyaset dilimiz de edebimize ve adabımıza yakışır olmalı.Bana denilenlerin hiç birini şahsen ben başkalarına demem. Çünkü o başkalarına benzersem o vakit kendim olmaktan çıkarım.Milletvekilliği yaptığım dönemde hiçbir akrabamı kendi ilimde hiçbir makama getirmedim. İşte Adıyaman orada! Vekil olduğum dönem biliniyor. Şahsıma yönelik çirkin suçlamalar eşliğinde algı operasyonu yapanlar buyursunlar gitsinler, sorup soruştursunlar, kendi vekillik dönemimde kurum amiri yaptığım bir tek akrabam var mıdırAK Parti'miz içinde nepotizm