Gazze'deki İsrail vahşetinin 6 aylık kısa özeti

Gazze Savaşı, Hamas'ın 7 Ekim 2023'te 75 yıllık İsrail apartheid rejiminin, 56 yıllık Filistin işgali ve 16 yıllık Gazze ablukasına karşı bir isyan niteliğinde daha önce görülmemiş bir operasyon düzenlemesiyle başladı.

Gazze ablukası ve Filistin işgalini kabullenilmeyeceğinin bir ilanı olan bu operasyonu bahane eden Siyonist İsrail, Gazze'ye yönelik bir insanlık faciasına yol açan işgal ve saldırılarını başlattı. Büyük yıkım ve soykırıma varan toplu katliamlara yönelen İsrail, Filistin halkını topyekûn yok etmek ve topraklarını işgal etmeyi amaçlıyor.

Kısacası, 2 milyon Filistinlinin yaşadığı, 360 kilometrekarelik bir alan içinde kuşatılmış Gazze Şeridi, altı ay boyunca benzeri görülmemiş bir şekilde bombalandı ve de bombalanmaya devam ediyor.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) geçen ay "derhal bir ateşkes ve rehinelerin koşulsuz bir şekilde serbest bırakılmasını" talep eden bir karar çıkarttığı halde, son altı aydır süren bombardımanda maalesef ki, yavaşlama görülmediği gibi, ölü ve yaralı sayısında da azalma olmadı.

'Gazze Cehennemi'nin 6 aylık bilançosu ise gerçekten çok ağır.

Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi'ne (OCHA) göre, savaşın 175inci günü itibarıyla Gazze'de 13 bini çocuk, 9 bini ise kadın ve yaşlı insanlar olmak üzere en az 37 bin 623 kişi öldü ve 75 bin 92 kişi de yaralandı.

Raporda enkaz altında çok sayıda cesedin bulunması sebebiyle bu sayının daha fazla olabileceği belirtiliyor.

Ayrıca, Gazze Şeridi'nin altyapısını tamamen yok edildi, binalar 85'i enkaz yığınına dönüştü, gıda, su, yakıt sıkıntısı çeken bölge halkından hayatta kalanlar güneydeki Refah kentine sığınmak zorunda kaldı.

Refah şehri, İsrail saldırılarından önce yaklaşık 280 bin Filistinliye ev sahipliği yapıyordu. İsrail'in 7 Ekim'deki saldırıları nedeniyle 2,3 milyon nüfusa sahip Gazze Şeridi'nde 1,9 milyon kişi yerinden oldu.

Yeterli konut olmaması nedeniyle Refah'a sığınan Filistinlilerin büyük bir bölümü derme çatma çadırlardan oluşan kamplarda yaşam mücadelesi veriyor.

İsrail, bölgeye insani yardımların ulaşımını engellediği için çocuk ve bakıma muhtaçların açlık ölümleri başladı bile. BM Dünya Sağlık Örgütü, yakın bir zamanda insani yardım ulaşmaması durumunda açlıktan kitlesel ölümlerle karşı karşıya kalınacağı uyarısı yapıldığı halde İsrail kapıları açmama konusundaki ısrarını sürdürüyor.

Kısacası, son sığınma merkezi Refah'ta açlık ve sefalet diz boyu.

Hâlbuki insanları açlıkla cezalandırma aslında tüm uluslararası anlaşmalara göre bir insanlık suçudur.