ABD Başkanı Joe Biden'ın, ABD ordusuna Gazze Şeridi'ne insani yardım ulaştırmak üzere Gazze'de geçici bir liman kurma talimatı verdiğini açıklaması, dünya başkentlerinde farklı yorum ve tartışmalara sebep oldu.

Çünkü Siyonist İsrail'in katil Başbakanı Netanyahu'ya sınırsız destek veren ABD Başkanı Biden'ın Gazze'ye yardım ulaştırmak için geçici liman kurma planıyla ilgili kafa karıştırıcı sorular var.

Cevaplanması gereken iki önemli soru ise şu:

ABD Başkanı Joe Biden, suç ortağı Netanyahu'yu ikna etme gücüne sahip olduğu halde Gazze'ye gıda, su ve ilaç taşıyan TIR'ların geçişi için kara geçişlerine yönelik engellemelerin kaldırılması yönünde ciddi bir girişim başlatma yerine "Filistinlilere insani yardım taşıyan gemiler için Gazze açıklarında geçici bir liman inşa etmeyi planlamış olmasının asıl amaç ve hedefi nedir"

Yoksa, "yardım bahanesiyle Gazze açıklarında inşa edilecek geçici liman üzerinden gemiler ile Gazze'deki Filistinlileri tahliye ederek İsrail'in işgal planına destek vermek mi hedefleniyor"

Refah ve Kerem Şalom'daki sınır kapılarından yapılan yardımların ulaşımını sağlamak ve yardımları artırmak hem daha hızlı hem de daha kolay olduğu halde bu karmaşık, pahalı ve zaman alıcı bu girişime baş vurulması, ister istemez "yeni bir gizli ihanet planı mı devreye sokulmak isteniyor" sorusunu akla getirmektedir.

Çünkü, ABD Başkanı Joe Biden'ın bu planlarının insani yardım amaçlı olacağı yönündeki açıklamaları ise asla inandırıcı değildir.

"Ben Yahudi olmayan bir Siyonist'im" diyecek kadar taraf olan, BM-GK'da Gazze'deki soykırımı durdurma adına ateşkes sağlanması yönündeki tüm önerileri veto ederek Siyonist vahşetine destek veren Biden, Gazze'deki soykırımın suç ortaklarındandır.

Açıklanan plana göre yardımlar Gazze'den 210 deniz mili uzaklıktaki Kıbrıs'ın Larnaka Limanı'ndan yapılacağı için önce yüzlerce ek yardım yükünü barındırma kapasitesi sağlanacak.

Washington'ın bu girişim için finansman ve kapasite sağlamaya yardımcı olacak ülkelerden oluşan bir koalisyon kurmak ve bu geçici limanı zaman içinde ticari olarak işletilen bir tesise dönüştürülmesi planlanmaktadır.

Bir yandan 'Büyük İsrail Projesi'ne sınırsız destek veren ABD, diğer yandan ise Doğu Akdeniz'deki petrol, doğalgaz başta olmak üzere enerji rezervleri ve Ortadoğu'daki yeraltı ve yerüstü kaynakları sömürme hesaplarından vazgeçmiş değil.