Trump ve Netanyahu'nun kaos imparatorluğu

Trump ve Netanyahu'nun kaos imparatorluğu

MEHMET KOÇAK

Rusya- Ukrayna savaşı, Kafkasya'dan Balkanlar'a Afrika'dan Uzakdoğu'ya ve de Ortadoğu'dan Orta Asya'ya uzanan coğrafyalardayaşananlar ve bilhassa Gazze'deki büyük yıkım ve soykırımın Lübnan'da tekrarlanmasıyla barış, huzur ve güvene dayalı küresel ilişkilerin değiştiğine şahit oluyoruz.

Bir zamanlar sözde de olsa var olan "insan hakları" ve "uluslararası hukuk" gibi kavramlar paramparça oldu.

Bir zamanlar "Eşkıya dünyaya hükümran oldu" türkü idi şimdi ise o türkü gerçek oldu.

Kısacası, tüm insani değerlerin ayaklar altına alındığı haydutların hüküm sürdüğü bir dünyada yaşıyoruz.

ABD Başkanı Trump, bu dünyayı bir çocuk oyuncağı olan Lego parçalarıymış gibi oynatıyor ve kendine göre de şekillendirmeyi planlıyor.

Zira bu olaylar rastgele değildir, aksine her şey bir plan dahilinde gerçekleşiyor.

ABD'nin 47'nci başkanı seçilen Donald Trump Kongre'de düzenlenen yemin töreninde, Amerika'yı yeniden büyük yapacağının sözünü vermişti.

Trump'ın bütün dünyayı şaşırtan Danimarka'ya ait ancak özerk bölgesi Grönland adasını satın almak istemesi, Panama Kanalı ve Kanada'yı ABD sınırlarına dahil etmek arzusu dünyayı hem şaşırttı hem de korkuttu.

Aslında bu plan yeni değil. Nitekim Trump birinci başkanlık döneminde Suriye'ye ait olan ve 1967 savaşında Siyonist İsrail tarafından işgal edilen Golan Tepeleri ve Kudüs'ün tamamını İsrail 'in başkenti ilan eden kararları alarak işe başlamıştı.

Şimdi bir yandan ABD'nin yayılmacı politikalarını yeniden gündeme taşırken diğer yandan ise 'Büyük İsrail'in önünü açacak Ortadoğu'da yeni bir Sykes-Picot planını devreye sokmaya hazırlanıyor.

(Sykes-Picot Anlaşması, 1916 yılında Birleşik Krallık ve Fransa arasında imzalanan, Rusya ve İtalya tarafından onaylanan, Osmanlı İmparatorluğu'nun parçalanması, topraklarının bölüşülmesini öngören gizli bir anlaşmadır.)

Amaç, ABD ve İngiltere öncülüğündeki Batılı emperyalistlerin desteğiyle Gazze vahşetini gerçekleştiren İsrail'e karşı durabilecek güçlü bir devlet bırakmayacak şekilde bölge ülkelerini bölmek ve parçalamaktır.

İlk hedef ise Filistinlileri ya yok etmek veya sürgüne göndermek suretiyle Filistin'i İsraillileştirmektir.

ABD'ye giden katil Netanyahu ile Trump'ın buluşmasında eline aldığı Ortadoğu haritasını göstererek, "Başkan Trump ile Ortadoğu'nun sınırlarını yeniden belirleyeceğiz" diyerek tüm bölgenin kaderini kendilerinin belirleme gücüne sahip olduklarını ima ediyordu.

Yakılan ve yıkılan Gazze'de açlık, sefalet ve yokluk içinde beşinci defa güneyden kuzeye, kuzeyden güneye taşınmak zorunda kaldıkları ve yıkımlar içinde naylon çadırlar altında dayanılması zor şartlara rağmen vatanını terk etmeyen