Trump-Putin restleşmesi savaşa dönüşür mü

Trump-Putin restleşmesi savaşa dönüşür mü

MEHMET KOÇAK

Kapitalizmin içinde bulunduğu tarihsel krizin önemli bir boyutunu emperyalist hegemonya krizi oluşturuyor. Dünya üzerinde yüz milyonlarca insanın hayatını doğrudan ve şiddetli biçimde etkileyen birçok gelişme bu krizin ürünüdür.

Ortadoğu, Kafkasya, Afrika ve Uzakdoğu başta olmak üzere dünyanın birçok bölgesi zannedildiğinden çok daha fazla tehlikeli gelişmelere gebe ve de son derece karmaşık bir durum söz konusudur.

İnsanlığın büyük acılar çektiği günümüzde yaşanan saldırılar, işgaller büyük yıkımlar, iç çatışmalar ve savaşların tamamının müsebbibi emperyalist ülkelerin başat güç olma amacına dayalı hegemonya krizinin ifadesidir.

Bugün hâlâ Ukrayna krizi tüm girişimlere rağmen aşılamadı ve de aşılamıyor.

ABD ile Çin arasındaki rekabet, 'Ticaret Savaşı'na dönüşmüş durumdadır.

ABD ile İsrail, saldırıları ile ülkede yaşanan iç çatışmalar nedeniyle Yemen'de açlık ve sefalet korkutucu düzeydedir.

Sudan ve Libya yıllardır içine sürüklendiği iç savaşın girdabından bir türlü kurtulamadı ve de kurtulamıyor.

İran ile ABD arasında süren Nükleer program müzakereleri restleşmeye doğru everilmeye başladı. ABD yönetimi baskı ve tehditlerini sürdürürken, İsrail, İran'ın nükleer tesislerini vurmaya hazırlanıyor

Bütün olumsuzlukların yanında ABD Başkanı Donald Trump'ın Avrupa'yı dışlayan tavrı, Ukrayna'nın madenlerini ele geçiren anlaşmayı zorla elde etmesi, ayrıca Grönlandve Kanada'ya göz koyması ile karşı tepkiler, ilave sorunlar olarak orta çıktı.

Tüm bunlar yeterli değilmiş gibi, iki nükleer güç Hindistan ve Pakistan arasındaki savaş durdurulmuş olsa da her an yeniden başlamaya hazır durumdadır.

Kısacası, belirsizliklerle dolu bir süreç içindeyiz. Şiddet, işgal ve yıkım ile toplu katliamların hala devam ediyor olması ise insanlığın karşı karşıya kaldığı ve aşamadığı çıkmazların bir göstergesidir.

Nükleer gücün kullanılacağı 3'cü dünya savaşı tehditler

ABD başkanı Trump'ın Rusya Devlet Başkanı Putin ile yakın ilişkiler kurma girişimleri, Ukrayna krizinin sona ereceği yönündeki umutları artırmıştı. Ancak ABD çıkarları öncelediği ve ikinci döneminde zafer beklentisine katkı sağlayacağı düşüncesinden hareketle, Trump'ın girişimleri Putin'de karşılık bulmadı.

Anlaşılan o ki; Trump'ın, Putin'i memnun etme adına Avrupa'yı dışlayan tavrı ve Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenski'yi dünya basınının önünde azarlaması eski istihbaratçı Putin'i tavlamak için yeterli olmadı.

Böylece, Trump ile Putin arasındaki flört, Ukrayna krizinin aşılmasında bir arpa boyu yol alınamadan bitmiş oldu.