Mısır'ın seçimle iş başına gelen ilk lideri olan Muhammed Mursi'yi 3 Temmuz 2013'te askeri darbeyle deviren Abdulfettah es Sisi'nin daha sonra devlet başkanı olarak onun yerine geçmesine en sert tepkiyi veren R. Tayyip Erdoğan liderliğindeki Türkiye yönetimi olmuştu.
Erdoğan liderliğindeki Türkiye hükümeti, bu sert tavrını uzunca bir süre devam ettirdi ve Türkiye-Mısır diplomatik ilişkileri, tarihinin en soğuk dönemini, 2013'ten sonra yaşadı.
İki ülke Dışişleri Bakanlıkları düzeyinde derin diplomasinin işletilmesi sonucu 2020'de başlatılan girişimler 2023'de karşılıklı Büyükelçilerin atanmasıyla normalleşme süreci resmen başlatılmış oldu.
Karşılıklı iyi niyet mesajlarıyla devam eden yakınlaşma sonucu Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 14 Şubat'ta Kahire'ye yaptığı ve tarafların "tarihi" olarak nitelendirdikleri gezinin karşılığı olarak Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es Sisi'nin kısa bir zaman önce Ankara'da gerçekleşen ziyareti, iki ülke arasındaki dostluk ve işbirliği bağlamında "yeni bir aşama" olduğu gibi iki ülke arasında stratejik işbirliği ile bölgesel ve uluslararası düzeyde ortak projelerin geliştirileceği geleceğe de kapı aralanmış oldu.
Ortadoğu'yu kendi çıkarlarına göre şekillendirerek Doğu Akdeniz'deki güçlü enerji kaynakları üzerinden derin hesapları olan ABD ve İngiltere öncülüğündeki Batı emperyalizmi ve Arz-ı Mev'ud'un hayat bulması hayali uğruna dizginlenemeyen Siyonist İsrail ve onun suç ortaklarını rahatsız eden Türkiye- Mısır yakınlaşması, dost ve kardeş ülke ve halklarını ise mutlu etmektedir.
Türkiye-Mısır ilişkilerinde en sert dönemin yaşandığı ve diplomatik temasın tamamen kesildiği halde Katar'da düzenlenen Dünya Kupası'nın açılışı öncesi siyasi liderlere verilen resepsiyonda Erdoğan'ın Mısır lideri Sisi ile bir araya gelip tokalaşması, hem iki ülkenin diplomatik girişimleri ve devlet aklının, hem de liderlerin feraseti sonucu elde edilen bir başarıydı.
Diplomasilerde sıklıkla ifade edilen "Devletler arası ilişkilerde ezeli ve ebedi dostluk veya düşmanlık yoktur, ülkelerin çıkarları vardır"