Siyasi kanaatlere göre değil, milli menfaatlerimiz yönünde hareket edilmeli

Siyasi kanaatlere göre değil, milli menfaatlerimiz yönünde hareket edilmeli

MEHMET KOÇAK

MHP lideri Bahçeli'nin çağrısı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın desteği ve PKK terör örgütünün elebaşı Öcalan'ın 27 Şubat'ta PKK'ya kendini feshetme ve silah bırakma talimatı, 11 Temmuz'da Irak'ın Süleymaniye kentinde 15'i kadın 30 PKK'lı teröristin silahlarını yakmasıyla kısmen karşılık buldu.

Silahların yakılması sembolik bir gösteri olsa da özlenen ve beklenen huzur ve güven açısından etkileyici bir manzara oluşturdu, ancak şimdi asıl soru şu: bu tarihi bir uzlaşı mı yoksa taktiksel bir dönüşüm mü

Nitekim, PKK'nın büyük bir silah cephaneliği var. Birkaç Kalaşnikof'un yakılmasıyla silahlı mücadele sonlandırılmış olmayacağına göre; bu sembolik törenden sonra ABD'nin ve diğer emperyalist ülkelerin PKK'ya verdikleri ağır silahlar nasıl ve nerede ve de ne zaman bırakılacak veya imha edilecek

Tören ve yapılan konuşma ile verilmek istenen mesajı dikkatle dinledim.

İmralı'dan silah bırakma çağrısı PKK'da gerçek anlamda bir karşılık buldu mu, Ayrıca, PKK'nın çatı kuruluşu KCK ve ona bağlı Suriye, Irak ve İran uzantıları ile ABD, İngiltere, Almanya, İtalya, Fransa başta olmak üzere Avrupa dahil, toplamda 25 ayrı ülkede faaliyet gösteren örgütün uzantıları ne olacak İlk aklıma gelen sorular bunlar oldu.

PKK terör örgütü adına hazırlanan konuşma metninde planın ve yapılan görüşmelerde asıl hedef ve ortaya konan perspektif ile örgütün geleceğiyle alakalı hiçbir bilgi yok.

Gördüm ki, sürecin sabote edilmesini önleme adına çok dikkatli hareket edildi ve de ediliyor. Hazırlanan konuşma metni için seçilen kelimelerle kurulan cümlelerden de anlamak mümkündür.

Bu sürecin başlatılması kadar sağlıklı bir şekilde devam ettirilmesi zannedildiğinden çok daha zordur.

Zira; 2013-2015 arası devlet ve PKK arasında 'Milli birlik ve kardeşlik projesi', Kürt açılımı ya da 'çözüm süreci' denemesi maalesef başarısızlıkla sonuçlanmıştı.

Hatırlatmak isterim ki, o süreç Oslo'da başlamıştı ve PKK'yı yöneten kadroları yönlendiren birçok ülkenin istihbarat servisi bu girişime müdahil olmuştu.

Şimdi ise görüşmeler sadece Türkiye'nin kontrolünde ve örgüt kurucusu ve elebaşısı işin içindedir.

Ayrıca bu sefer sadece Türkiye'yi değil, tüm bölgenin geleceğini yakından ilgilendiren tarihi bir perspektif üzerinden birleştirici ve kucaklaştırıcı bir gelecek tasavvuru söz konusudur.

Bu nedenle taraflar süreci sabırla ve çok daha dikkatle ancak, büyük bir kararlılık içinde sürdürülmekte kararlı görünüyor.

Çünkü, bölge üzerinde çıkar hesapları olan, küresel ve bölgesel düzeyde etkili, terör belasından kurtulmuş, kalkınma konusunda yeni hamleler gerçekleştiren güçlü bir Türkiye istemeyen birçok emperyalist ülke ve onların oluşturduğu güç odakları tarafından yönlendiren istihbarat servisleri bu süreçte devrededir.