'Nükleer Program' pazarlığı bıçak sırtında
MEHMET KOÇAK
İran ile ABD arasında Umman'ın arabuluculuğunda devam eden 'Nükleer Program Pazarlığı'nda her iki taraf 'son derece temkinli' hareket etmektedir.
Çünkü, Maskat ve Roma'daki ilk iki turda genel tartışmaların ele alınmasının ardından üçüncü turda müzakerelerin ayrıntılarına girildi ve 3 Mayıs'ta gerçekleşecek olan dördüncü tur müzakerede ise şimdiye kadar yapılan görüşmelerin en önemli konusu olan 'nükleer programın kısıtlanması' ele alınarak, müzakere edilecek.
Tabiri caizse "zurnanın zırt dediği yere gelindi".
Zira, onlarca yıldır süren krizi çözmeye yönelik müzakerelerin nasıl sonuçlanacağı sadece tarafları için değil, aynı zamanda Ortadoğu ülkeleri başta olmak üzere tüm dünya başkentlerinde de merak ediliyor.
Siyonist İsrail'in Başbakanı katil Binyamin Netanyahu, Trump'ın başkanlığındaki ABD yönetimine, "İran'ın nükleer altyapısını ortadan kaldırmalısınız... Uranyum zenginleştirememeli, ayrıca;İran, balistik füzelerden mahrum bırakılmalı. Bu üç şart yerine getirilmeden İran ile hiçbir anlaşma yapılmamalı" baskı ve çağrılarını tekrarlarken, Tahran'ın ise bu üç şartın müzakere edilmediğini ve de edilmeyeceğini belirtmesi, karşılıklı bir restleşme anlamına gelmektedir.
Aslında, Balistik Füze üretiminin sonlandırılması, Ortadoğu'daki Şii silahlı direniş örgütlerle bağının kesilmesi ile İran'ın nükleer silahlar için uranyum zenginleştirme kabiliyetini ortadan kaldıran bir anlaşma hem Trump'ın hem de katil Netanyahu'nun ortak arzusu ve hedefleridir.
Ancak, müzakerelerin devamı için Trump, öncelikli olarak, 'nükleer programı kısıtlama' konusunda istediği tavizleri İran'dan koparmayı amaçlıyor. Bunu başarması halinde ABD, görüşmelerin devamında, İran'ın balistik füze üretimini sonlandırılması ve İsrail'e ulaşabilme gücüne sahip tüm füzelerin imha edilmesi ve İran'ın emrinde hareket eden Lübnan'da Hizbullah, Yemen'de Husiler ve Irak'taki Haşdi Şabi gibi silahlı Şii örgütlerle ilişkilerini sonlandırılması ve 'Direniş Ekseni' olarak adlandırılan bu yapının lağv edilmesini gündeme getirecek.
Bu nedenle İran, "Nükleer gücün yok edilmesini değil, sadece belli oranda kısıtlanmasını müzakere edilebileceğini, diğer konularınise müzakerelere dahil edilmesinin dayatılması halinde ise görüşmelerden çekilebilecekleri uyarısı ve ısrarı, görüşmelerin başarısızlıkla sonuçlanmasına sebep olabilir.