Türkiye ile Suriye'nin normalleşmesinin akıbeti konusunda henüz netleşmeyen birçok soru işaretleri var.
Şimdiye kadar Rusya ve İran'ın arabuluculuğunda gerçekleştirilen resmi ve gayriresmi görüşmelerden beklenen ve istenilen netice elde edilemedi.
Şimdi ise görüşmenin tarihi henüz belirlenmemiş olsa da Irak'ın müzakereci olarak Rusyanın ise desteğiyle Şam ve Ankara arasındaki durgun suları hareketlendirmek için Irak'ın başkenti Bağdat'ta yapılması planlanan görüşmenin hazırlıkları devam ediyor.
Hem Ankara - Şam, hem de Bağdat Moskova'da tarafların taleplerini okuma ve inceleme ile görüşülecek konuların netleştirilmesi adına başkentler arasında derin bir diploması trafiği işletiliyor.
Gelinen noktada cevabını bekleyen asıl soru şu:
2011 yılında başlayan Suriye iç savaşında 117 ülkenin destek verdiği 'Suriye Halkları Dostlar Grubu' içinde yer alan Türkiye'nin başından beri seslendirdiği tavizsiz politikalarının başında gelen "Esad'sız bir Suriye" politikasından vaz mı geçildi veya geçiliyor sorusudur.
Şu bir gerçek: Ankara'nın yanlış Suriye politikasının mimarı "komsularımızla sıfır sorun" politikasının savunucusu olduğu halde ABD ve müttefiklerinin yönlendirmesiyle gaza gelen dönemin Dışişleri Bakanı ve sonrasında Başbakan olarak görev yapan, şimdilerde Gelecek Partisi (GP) Genel Başkanı olan Ahmet Davutoğlu'dur.
Çünkü Davutoğlu'nun yanlış politikaları ABD ve müttefiklerinin bölge üzerindeki sömürü politikalarına çanak tutuğu gibi onların bölgedeki taşeronu olan PKKPYD -YPG başta olmak üzere bölgedeki terör örgütlerinin de işine yaradı.
Hem iki ülke arasında hem de bölgede politikalarına verdiği zararı önlemek suretiyle Suriye'de kalıcı bir barışa geçme sürecine destek vermek isteyen Başkan R. Tayyip Erdoğan, bir taraftan Suriye'nin kuzeydeki ABD destekli terör yapılanmasını bertaraf etmek için dört büyük askeri operasyonun emrini verirken diğer yandan da Suriye ile normalleşme ve Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunması ve Şam'da demokratik bir dönemin başlatılması için Uluslararası Toplum nezdinde önemli girişimler gerçekleştirdi ve de gerçekleştiriyor.
Rusya ve Türkiye ile birlikte Suriye'nin kuzeyinde gerginliğin azaltılması ve akabinde ateşkes sağlanması amacıyla gerçekleşen Astana Süreci'nin garantör ülkelerinden biri olan Türkiye, sonuncusu 24 Ocak'ta olmak üzere 21 tur yapılan garantör ülkeler toplantılarına katılarak çözüm bekleyen en çetrefilli konulardan biri Türkiye'deki Suriyeli mültecilerin geri dönüşünü sağlama adına Suriye ile normalleşme, Suriye'nin toprak bütünlüğü ile Şam'da demokratik bir sürece geçilmesi konularında önemli girişimlerde bulundu ve halen bu girişimlerini de ısrarla sürdürmektedir.