Bir yanda savaş hazırlığı diğer yanda korku ve panik!

Bir yanda savaş hazırlığı diğer yanda korku ve panik!

MEHMET KOÇAK

Almanya, Fransa, Avusturya, Lüksemburg ve İsviçre'den oluşan Avrupa programım kapsamında değişen ekonomik ve siyasi dengeler ile başlatılan savaş hazırlığının ne anlama geldiğini, değişen şartlar içinde hem Avrupa, hem de Alman halkı nezdindeki yansımalarını araştırdığım çalışmalarımda ve gerçekleştirdiğim temaslar sonunda gördüm ki, Avrupa savaş korkusu ve güvenlik endişelerini en yüksek derecede yaşıyor.

Daha doğrusu Almanya başta olmak üzere Avrupa ülkelerinin savaşa hazırlıkları devam ederken, Avrupalılar ise savaş korkusu ve güvenlik kaygılarıyla sarsılmış durumda.

Avrupalı siyasiler ve stratejik uzmanlara göre Rusya-Ukrayna savaşının devam etmesi ve bölgesel istikrarsızlıklar nedeniyle, ABD, Avrupa'yı savunma ve enerji gibi konularda zor durumda bıraktı ve de bırakıyor.

Avrupa başkentlerindeki kulislerdeki siyasi aktörler; ABD'yi Ukrayna krizine yönelik çözüm arayışları konusunda Avrupa'yı devre dışı bırakmak ve Avrupa'yı kendi savunmasını daha fazla üstlenmeye zorlamakla suçluyor.

Ayrıca, Avrupa'nın Rusya ile doğrudan bir çatışma ihtimaline karşı Avrupa ülkeleribir yandan savaş hazırlığını sürdürürken, diğer yandan ise Almanya ve Avrupa değişen askeri doktrinin, ekonomiye verdiği zararın telaşını yaşıyor.

ABD'nin dışlayıcı, dayatmacı ve baskıcı politikaları Avrupa'nın kendi güvenliğini sağlama ve ABD'ye bağımlılığı azaltma arayışına yöneldiği açık bir şekilde görülmektedir.

Güvenlik ve savunma konusunda ABD'ye sonsuz güven duyan Avrupalılar, bugün ise o aşırı güvenin ağır bedelini ödüyor denilebilir.

Savunma harcamaları ve yeni bir ordu düzeni oluşturmanın yüksek maliyeti Avrupa genelinde ekonomi açısından yeni zorluklar getirdi. Bu durum, düşük gelirlilere destek amacıyla yapılan bazı sosyal yardımların kesilmesinin çeşitli halk katmanlarında geçim sıkıntısını beraberinde getireceği endişesi var.

*

"Türkiye'siz bir güvenlik senaryosu mümkün değil"

Avrupa ülkelerinde siyasiler ve medya üzerinde yaptığım okumalar bana Avrupalıların Türkiye bakışında önemli bir değişimin olduğu izlenimini verdi.

Avrupa'nın güvenliği ve savunması için Türkiye'nin stratejik konumu, güçlü savunma sanayisi ve jeopolitik rolü nedeniyle vazgeçilmez olduğu Avrupalı stratejistler ve savunma bakanları tarafından sıkça dile getiriliyor olması benim izlenimlerimi doğruluyor.

Nitekim, Türk sanayisinin insansız sistemler, mühimmat ve modernizasyondaki yetkinliği, Avrupa'nın kabiliyet açığını kapatmada önemli görülüyor. Bu gerçekten hareketle Türkiye ile işbirliğine özel bir önem vermeye başlayan