Bahçeli ve Öcalan'ı suçlayan, o bazı ülkücüler ile Kürtçüler

Bahçeli ve Öcalan'ı suçlayan, o bazı ülkücüler ile Kürtçüler

MEHMET KOÇAK

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin terör belasından kurtulma adınaAbdullah Öcalan'ın Mecliste DEM Partisi Grubu'nda konuşma yaparak PKK'nın lağv edildiğini açıklamasına yönelik çağrısı, bazı milliyetçi-ülkücülerin de aralarında bulunduğu birçok kesimi rahatsız etmiştir.

Diğer yandan ise PKK ve uzantıları YPG ve SDG gibi bölücü terör örgütleri ile siyasi uzantıları DEM ve PYD, o bazı ülkücüler gibi süreçle alakalı olarak bir paradoks yaşıyor.

Kürtçüler, A. Öcalan ve onun gibi düşünerek sürece destek verecekleri 'Kürt davasını ve kazanımlarını satmakla suçlarken', o bir kesim ülkücüler de "Bahçeli ne demek istedi" veya "Bahçeli ne yapmak istiyor" gibi sorular üzerinden başlatılan tartışmalar ise hâlâ devam etmektedir.

Kısacası, bir kesim ülkücüler Bahçeli'yi, o bazı Kürtçüler de Öcalan'ı suçluyor.

Aslında Sn. Bahçeli, doğru zamanda söylenmesi gerekenleri söylemiş ve yaptığı çağrıda, Türk milliyetçiliğinin Başbuğ'u rahmetli Türkeş Beyin görüşlerini seslendirmiştir.

Burada şahit olduğum bir olayı nakletmek istiyorum.

Şöyle ki:

Kısa adı Türk Federasyonu olan Avrupa Ülkücü Türk Dernekleri Federasyonu Basın Müşaviri olarak görevde olduğum süre içinde rahmetli Başbuğ Türkeş'in Avrupa seyahatlerinde beraber olma fırsatı buldum.

Federasyon kurultayı için Almanya'ya gelen Türkeş Beyle kurultay salonuna geldiğimizde; PKK, DHKP-C ve Dev Sol militanlarından oluşan bir grubun "Faşist Türkeş" sloganlarıyla karşılaştık. Alman polisi protestocu grup ile salona gelen ülkücüler arasında yerini almasıyla olay çıkması önlenmişti. Rahmetli Türkeş Bey arabadan indiğinde, slogan atan militanlara elini kaldırarak selam vermesi onu karşılayan ülkücüleri şaşırtmıştı.

Rahmetli Türkeş, ülkücü gençlere, "Bu çocuklar terör örgütleri tarafından kandırılıp saflarına çekilen bizim çocuklardır. Bunları onların elinden kurtarıp, vatana ve millete kazandırmak biz vatanseverlerin görevidir" diyerek uyarmıştı.

Özel sohbetimizde rahmetli Türkeş Bey, "Teröristlerle bir yandan mücadele sürdürülürken, diğer yandan ise bir yolunu bulup onlara örgütlerini lağv ederek silah bırakmaya ikna edecek formüller bulunmalı" şeklindeki ifadelerinden anlıyoruz ki, rahmetli Türkeş bugünsağ olsaydı, bu konuda yapılacak itirazlara aldırmadan başlatılan bu sürecin en büyük destekçilerinden biri olurdu.

Çünkü, "Söz konusu olan 'ülkenin bölünmez bütünlüğü ve egemenliği ile milletin birliği ise gerisi teferruattır." Onun savunduğu vaz geçilmez ilkelerinden biriydi.

İmralı'da DEM heyeti