Yeni yasama yılının ilk gününde Meclis'te yaşananlar gündemdeki yerini koruyor.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin yasama yılı resepsiyonunda CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e, "Birbirimizi kırmıyoruz inşallah. Üzülme! Bazen siyaseten söylememiz gerekenler oluyor. Siyasetin gereği" ifadeleri; "Serok Ahmet" diyerek sert sözlerle yüklendiği GP Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'na, "Türkiye'nin zat-ı-âlinizin birikimine bu dönemde çok ihtiyacı var" diyerek övgü dolu sözler söylemesi, neredeyse her konuşmasında "Kapatılmalı, milletvekillerinin maaşları kesilmeli" dediği ve aynı gün sabah saatlerinde sert şekilde eleştirdiği DEM partili milletvekilleri ile tokalaşması gündemi meşgul etmeye devam ediyor.
Hem de hayat pahalılığının sürdüğü açlık sınırının altında milyonlarca insanın hayat mücadelesi verdiği, İsrail'in Gazze'den sonra Suriye ve Lübnan'ın başkentleri bombalayıp binlerce kişiyi öldürdüğü bir dönemde siyasetin gündemini meşgul ediyor.
GÖREV Mİ
Bahçeli, DEM partililerin elini sıkma sebebini, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Meclis açılış konuşmasından hareketle "Erdoğan'ın çağrısına adım atmak bana düşen bir görev" diye açıklamasının ardından, "MHP bir adım atmazsa diğerlerinden bir şey beklemek doğru olmaz" sözleri dikkat çekiciydi.
Zira, son 25 yıldır Bahçeli'nin çıkışları dikkat çekiyor.
Hükûmet ortağı iken erken seçim istedi. AKP'nin iktidara gelmesine sebep oldu. 2016 çıkışı ile Partili Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi'nin yolunu açtı. Yine, 2018 yılında erken seçim çağrısı yaparak, seçimlerin erken alınmasına yol açmış oldu.
Bahçeli'nin geçtiğimiz hafta da, DEM Parti açılımına devam edip, "DEM'e düşen sorumluluk uzanan bu samimî elin kıymet hükmünü anlaması, dahası Türkiye partisi olması yönünde bir eşik olarak algılayıp değerlendirmesidir" sözleri "geçmişte AKP ile BDP arasında yürütülen "çözüm süreci"ndeki "Türkiye partisi olmalı" söylemlerini hatırlattı.
Bunun hatırlatan bir başka bir görüntü de AKP Genel Başkanvekili, "çözüm süreci dönemi"de İçişleri Bakanı olan Efkan Alâ'nın Bahçeli DEM partili vekillerin elini sıkarken hemen arkasında yer alması.
"Dünyada barış isterken kendi ülkemizde de barışı sağlamak lazım" diyen Bahçeli'nin bu adımları atsa da "Acaba bu barışı daha önce sağlamayı neden düşünmedi ya da bu insanî görevi bu yasama yılında mı hatırladı" soruları şimdilik cevapsız.
Anlaşılan o ki, Bahçeli yeni yasama dönemine yeni bir strateji ile giriyor.
Geçmişte çözüm sürecine çok sert tepki gösteren Bahçeli, bakarsınız yeni bir çözüm sürecini başlatır.