"Ne AKP ne Şimşek"miş!

Cumhur İttifakı'nın küçük ortağının Genel Başkanı'nın son günlerde söylediği sözler yaptığı yürüyüşlerden çıkarılan anlamlara bizzat kendisi açıklık getirdi.

Geçen pazartesi yazımızda buna temas etmiştik. Böyle bir açıklama gelirse "yazarız" demiştik.

Meğer mesajları herkesin tahmin ettikleri değilmiş.

"Altını çizerek haykırıyorum ki, Türkiye'de yerel halk yoktur, Türk milleti vardır." Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ABD, "yerel halk" ifadesini kullanmış, Bahçeli'de bunu söyleyenlere "müfsit zihniyet" sözlerinden Bahçeli'nin Şimşek'i hedef aldığı söylenmişti.

'Altını çizerek haykırıyorum ki, Türkiye'de yerel halk yoktur, Türk milleti vardır" derken mesajın DEM ve CHP'li bazı belediye başkanları da olduğunu söyledi.

Bahçeli, 23 Nisan'da resmî törenlere ve akşam Meclis'te verilen resepsiyona da katılmamış, Erdoğan'ın bazı genel başkanlarla "çay içme" resminde bulunmamış, ertesi gün Ferdi Tayfur'un "hainsin diyorsam, söyleten sensin" şarkısı eşliğinde parkta yürüyüş videosunu paylaşmıştı. Burada verilen mesaj "Türkiye'nin ayağını kaydırmaya yeltenen kim varsa, direk onlara" imiş.

Erdoğan ve Şimşek mesajın kendilerine olmadığını sevinmiş midir, bilemiyoruz ama bu açıklamalar kamuoyunda pek inandırıcı bulunmamış ki, yorumlar ardı ardına geldi.

"Yerel halk" ifadesini DEM ve CHP'li bazı belediye başkanları kullandı mı bilmiyoruz, en son Şimşek kullanmıştı. Diğer konuda mesaj gayet açıktı ama neyse...

Meşhur söz vardır ya, "duyda inanma" diye...

KÜÇÜK FARKIN ANLAMI BÜYÜK OLURDU!

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile Meclis'in etkinliğinin azaldığını hazırlayanlar bile söylüyor.

DP İzmir Milletvekili Salih Uzun bunu şu örnek üzerinden anlatıyor: "Memur emeklileri ile işçi emeklileri arasında zam farkı oluşmuştu, Cumhurbaşkanı önce çıktı dedi ki: Ben, sadece yüzde 5 ilave zam vereceğim. Komisyondan öyle geçti. Sonra dedi ki: Komisyonu momisyonu boş verin, herkese eşit zam yapacağım. Ve Genel Kuruldan bu sefer öyle geçti. O zaman çok istemiştim, hiçbir şey yapamıyorsak şu virgülden sonraki küsuratı değiştirebilseydik. Yani 49,25 yerine 49,26 zam yapabilseydik. Evet, çok sembolik bir şey olurdu ama o küçücük farkın anlamı büyük olurdu; asıl karar verenin kim olduğunu gösterirdi, asıl karar verenin Parlamento olduğunu gösterirdi..."

İşte mesele bu kadar net.

ÜST AKIL KİM

AKP'nin kurucularından ve Erdoğan'ın eski danışmanı ayrı zamanda üç harfli marketlerin kurucusu Cüneyt Zapsu'nın "Cumhurbaşkanlarının, başbakanların birçoğunun üst akıl olmadığını, aksine üst akıl tarafından idare edildiğini kendi gözlerimle gördüm" dediği ortaya çaktı.