TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, 2026 yılı bütçesinin görüşmeleri devam ediyor. Partili Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi ile, Bakanlar Meclis içinden atanmadığı için, Meclis'e sadece bakanlığı ile ilgili bir konu olursa geliyor.
23 Ekim'de başlayan ve 1 Aralık'a kadar devam edecek olan komisyondaki bütçe görüşmelerinde bakanları karşılarında gören muhalefet partilerine mensup milletvekilleri onları soru yağmuruna tutuyor. Renkli görüntülere de sahne olan görüşmelerde vekiller bakanları pankartlarla karşılıyor. Konuşması sırasında bu pankartlar bakana gösterilmeye devam ediyor.
Büyük ekonomik krizin yaşandığı ve geçim sıkıntısının dayanılmaz noktaya geldiği dönemde muhalefet milletvekilleri Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'i, "Türkiye enflasyonda, faizde, gıda enflasyonunda birinci" dövizleri ile karşıladı. Bakanın konuşması öncesi ve sonrasında ardı ardına bu problemleri aktarıp çözüm bulunmasını istediler.
Şimşek'in bakanlığının bütçe sunumunu yaparken, "Topladığımız vergiler az" ifadesine muhalefet partili vekiller, 2026 bütçesinde net vergi tahsilatı 13 trilyon 783 milyar lira olarak hedeflendiğini söylerken bir önceki yıla göre yüzde 28,4 artış olduğunu, oysa hükümetin 2026 enflasyon hedefinin yüzde 16 olduğunu hatırlatarak tepkilerini dile getirdiler. Şu can alıcı soruyu sordular "Vatandaştan toplanan vergiler nereye aktarılıyor, ya da nereye harcanıyor"
Öyle ya, toplanan vergilerden emekliye, asgarî ücretliye, memura, çiftçiye verilmiyorsa kime veriliyor, nereye aktarılıyor
Cep telefonu, otomobil gibi birçok üründe, ürünün değerinin üzerinde vergi alınırken, toplanan "verginin az olduğunu" söylemek iktidarın başarısızlığının da bir göstergesi. 2025'in ilk sekiz ayında vergilerin yüzde 85'inin dar gelirliden toplandığı ortada dururken, bunun söylenmesine ne denilebilir ki...
Kamuda israfı önleyemeyip tasarrufu sağlayamayan iktidarın daha çok vergi toplamayı düşünmesi önümüzdeki yılın yine ekonomik olarak zor bir yıl olacağını da gösteriyor.
Arjantin örneği ortada. Devletteki israfı bitirip, yüzde 300 olan enflasyonu yüzde 30'a indirdiler.
İktidar mensupları 2016 yılından beri "en kötüsü geri kaldı" diyor, ama her sene daha kötüye gidiyor, tam tersi oluyor. Geride kalan sene bir önceki seneyi aratıyor. "En kötüsü geride kaldı" demek yerine Daha kötü günler bizi bekliyor" deseler daha doğru olur.
Öyle anlaşılıyor ki, 2026 bütçesi yoksulluğu, gelir adaletsizliğini büyütecek...
2018 yılında yürürlüğe giren Partili Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi ile açlık sınırının 14 kat, yoksulluk sınırının 15 kat, dolar kurunun 7.5 kat, yardıma muhtaç hane sayısının yüzde 50 kat arttığı göz önüne alınırsa temel meselenin yeni sistem olduğu görülecektir.

14