Terörün sona erdirilmesi tartışılırken

Anayasa ve çözüm sürecinin tartışıldığı günlerde, terör kendisini bir kez daha gösterdi.

Savunma sanayisinin kalbi niteliğindeki TUSAŞ'a yapılan saldırıda 5 kişi şehit oldu 22 kişi de yaralandı. Hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet yaralılara acil şifa diliyoruz.

1 Ekim'de Bahçeli'nin DEM milletvekilleriyle tokalaşması ile başlayan süreç belirsizlik içinde terörist başı Öcalan'ın Meclis'e gelerek konuşma fırsatı bulmasına kadar uzandı. Bahçeli partisinin 22 Ekim'deki grup toplantısında "Şayet terörist başının tecridi kaldırılırsa, gelsin TBMM DEM Parti grup toplantısında konuşsun. Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini açıklasın" demişti.

Bu sözlerin ardından 48 aydır kimseyle görüştürülmeyen Öcalan'ın, yeğeni ve DEM Parti Şanlıurfa Milletvekili Ömer Öcal ile görüşmesine müsaade edildi. "Türkiye yeni bir sürece mi giriyor" tartışmalarının sürdüğü bir ortamda gerçekleşen TUSAŞ saldırısı ise bu sebeple "manidar" bulundu.

BU KAFAYLA OLMAZ!

Türkiye'nin gündemi bir anda terörle sarsılırken, önümüzdeki günlerde yeni anayasa çalışmalarının da masaya yatırılması bekleniyor. Ancak yeni çözüm sürecinin arkasında, DEM ile işbirliği yaparak yeni bir anayasa için zemin hazırlama niyetinin olduğu da artık aşikâr.

Ülkenin geleceğini etkileyen, şeffaflık ve uzlaşı gerektiren anayasa gibi kritik bir konunun siyasî taktiklerle ele alınması son derece yanlış. Bu nedenle, böyle bir anlayışla yola çıkılan anayasa değişikliği sürecinden yeni tartışmaların fitilini ateşlemek dışında bir fayda beklemek aşırı iyimserlik olur.

Yeni, sivil, hürriyetçi bir anayasa yapma iddiasıyla ortaya çıkıldığında, ilk dört madde her zaman gündeme geliyor. "Olumlu değişikler yapılsın", "Lâiklik tanımı net olsun" gibi sözler sarf edildiğinde ise sert eleştiriler başlıyor,

Geçtiğimiz günlerde Anayasanın 3. Maddesi'nde yer alan "Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü" ifadelerini kastederek "Devletin ülkesi olmaz. Devletin milleti olmaz. Bu metin, 'Milletin devleti ve ülkelisiyle bölünmez bütünlüğü' şeklinde ifade edilmelidir" diyen Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş da geçmişte ilk üç maddeden bahis açanların akıbetine uğradı ve linçe maruz kaldı. Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Uçum'un sözleri sonrası geri adım attı.

Son mahallî seçimlerde Cumhur İttifakı ortağı olan YDP Genel Başkanı Erbakan Anayasa'da lâikliğinin yeniden tanımlanmasını istedi. Diğer ittifak ortağı HÜDAPAR Genel Başkanı da Anayasanın 4. Maddesi'nin kaldırılması gerektiğini söylüyor.

PAZARLIKLARLA YAPILACAK ANAYASADAN HAYIR GELMEZ

Sadece bu gelişmelere bakıldığında bile yeni Anayasa için gerekli ortam olmadığı görülüyor. Çalışmaların nafile adımlar olarak değerlendirilmesine rağmen gündemde tutulması ülkenin can alıcı ve yakıcı sorunlarının üstünü örtmüyor.

Anayasa değişikliğinden önce yapılması gereken çok iş vardır. Ekonomi, eğitim, sağlık, güvenlik gibi konuların acilen çözülmesi gerekiyor. Bunlar çözülmeden yeni bir anayasa için ortam hazır olmaz.