Açlık sınırının 19 bin, yoksulluk sınırının 62 bin liraya dayandığı, ağır ekonomik krizin ve derin bir yoksulluğun yaşandığı bir dönemde hükümetin sanki bir "lütuf "gibi en düşük emekli aylığını 12.500 liraya çıkarması fakirliği daha da derinleştirecek.
Üstüne üstelik bu artışın yeni vergilerin getirildiği paketin içerisinde görüşülmesi de ayrı bir garabet oldu.
Ülkeyi yönetenlerin başlıca görevi vatandaşın dertlerine çare olmaktır. "Vatandaşın yaşadığı sıkıntıların biliyoruz" derken, bu sıkıntıları gidermek bir yana daha da artırmak bu hükümete nasip oldu!
Hükümet her sıkıntıda bir suçlu ararken, yaşadığımız ekonomik sıkıntıların kaynağını "EYT'nin 5 yıllık maliyeti 300 milyar dolar" diyerek EYT'lilere yüklüyor. İktidara göre, ekonomik krizin, emekliye ve asgari ücretliye zam yapılmamasının günah keçisi şimdi EYT'leler oldu.
Peki, zengini daha zengin yapan KKM'nin hiç mi suçu yok Yap-İş-Devlet modeli ile yapılan otoyol ve köprülere döviz üzerinden yapılan ödemelerin ağır ekonomik krizde hiç mi katkısı yok Birbirinin aksine uygulanan yanlış ekonomik politiların hiçbir suçu yok
Velhasıl ülkeyi yönetenlerin hiç mi suçu yok
Bünye güçlü olmazsa!
ükümetin bir de bir konuda işler kötüye gidince suçu dış güçlere bağlama gibi bir huyu var.
Geçmişte bir televizyon programında konuşan Tayyip Erdoğan, "Bizde bir adet var. Ülkede başımıza bir şey geldiği zaman hemen dış güçler ve yabancılar deriz. Bunlar sebebiyle ayağa kalkamıyoruz, kalkınamıyoruz, birliğimiz beraberliğimiz bozuluyoruz' deriz. Ancak ben buna katılamıyorum, Eğer sizin bünyeniz güçlüyse, sağlamsa bünyede olan virüs hiçbir zaman size zarar veremez" demişti.
Demek ki, bünyemiz güçsüz ki, suçluyu dışarıda arıyorsunuz.
Emekliye absürt teklifler!
ktidar, 2024'ü emekli yılı ilan ederken, milyonlarca emekli açlık sınırının altında yaşamaya mahkûm etti.
12.500 liraya mahkûm ettiği milyonlarca emeklinin durumundan habersiz olunduğu da ortaya çıkıyor. Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından açılan internet sitesinde ayda 12.500 liraya geçinmesi beklenen emeklilere 'Günde 3 öğün beslenin', '3 porsiyonun 2'sinde et ve süt ürünü olsun' önerisinde bulunmasından da bu anlaşılıyor.
O zaman Erdoğan'ın geçmişte yaptığı çay-simit üzerinden gerçekleri anlatalım.