"Siyaseten"miş

Siyasette üslup sorunun olduğunu hep söyleye geldik.

Elbette muhalefet iktidarın yaptığı icraatları, iktidarda muhalefetin tenkitlerini eleştirebilir ama bu saygı çerçevesi içerisinde yapmalı. Ama bu yıllardır yapılmıyor. Hakarete varan sözler, birbirlerini "terörist, hain" gibi çok ağır sözlerle eleştiriyor. Bu yüzden de oturup konuşma ortamı kayboldu.

Meclis'in yeni bir yasama yılına girdiği gün sabah saatlerinde partisinin grup toplantısında konuşan Bahçeli'nin hem CHP Genel Başkanı için, hem de DEP için söylemediğini bırakmadı. Öğleden sonra genel kurul girişinde DEM partililerle tokalaştı. Akşamki resepsiyonda Özgür Özel'le tokalaşırken, "Birbirimizi kırmıyoruz inşallah. Üzülme! Bazen siyaseten söylememiz gerekenler oluyor. Siyasetin gereği" demesi farklı yorumlara yol açtı. Aslında olması gereken buydu. Yanlış olan öğleden önceki sert üslubu. Özel, Bahçeli'nin sözlerine, "Herkes doğru bildiğini söylüyor. Önemli olan saygıda ve sevgide eksiklik göstermemek" diye cevap vermesi de doğru bir tavır.

Bahçeli, "Meclis'ten kovulmalı" dediği DEM partililerle tokalaşmasını ise "Dünyada barış isterken kendi ülkemizde de barışı sağlamak lazım" demesini ise nereye koymak lâzım, bilemedik.

Bahçeli'nin birçok konuşmasında "Serok Ahmet" diyerek sert sözlerle eleştirdiği Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'na, "Türkiye'nin zat-ı-alinizin birikimine bu dönemde çok ihtiyacı var" diyerek övgü dolu sözler söylemesi de şaşırtıcı bulundu.

Bakalım altından ne çıkacak

ÜZÜLME!

Sert ifadeleri "siyaseten söylenmiş sözler" olarak ifade etmeyi önceki konuşmalarının yanlış olduğunu mu gösteriyor O zaman, vatandaş hangi sözleri dikkat almalı. Bahçeli, siyasi rakibine "üzülme" diyebilir ama vatandaş bu duruma üzülüyor.

Siyasetçiler bu ikircikli tavırlarının vatandaş arasında kutuplaşmalara yol açtığını hesap etmiyor mu

Meclis genel kurulundaki tartışmaları, yumruklaşmaları, argo kelimeler kullanılmasını, hatta önceki yasama döneminde kürsüdeki bir milletvekilini yumruklayıp, kan dökülmesini nasıl izah etmek lâzım

Yıllarca Meclis muhabirliği yapmış birisi olarak, Meclis kürsüsüne çıkıp birbirine ağır ithamlarda bulanan, ağır sözler söyleyen, hatta hakaret eden vekillerin, daha sonra meclis lokantasında karşılıklı hoş sohbet yemek yediklerini hep gördük. Bunun için tavsiyemiz, dostlarınızla, arkadaşlarınızla ve aile içinde siyasî tartışmalara asla girmeyin.

KARŞILADI AMA UĞURLAMADI

Özgür Özel genel başkan seçilmesinden sonra farklı bir portre çiziyor. AKP Genel Merkezi'nde Erdoğan'la görüştükten sonra Erdoğan'ı partisinde ağırlayan Özel, bunu "siyasette yumuşama" olarak tanımlıyor. Birileri de buna "normalleşme" adını veriyor.

Meclis açıldığı gün CHP, Erdoğan TBMM Genel Kurulu'na girdiğinde ayağa kalkacağı yönünde karar aldı. Erdoğan salonu girince ilk ayağa kalkan Özel oldu. Peşinden bazı milletvekilleri ayağa kalkarken, genel kurulda olan bazı vekiller ayağa kalkmadı, bazı vekiller ise genel kurul salonuna girmedi.