"Mutsuzluk" anketi

TÜİK 2024 Yaşama Memnuniyeti Araştırması'na göre, milletin mutluluk oranı düşmüş.

Mutluluk oranını en çok hayat pahalılığı etkiliyormuş. Araştırmaya göre mutlu olduğunu belirten kişilerin oranı bir yılda yüzde 52,7'den yüzde 49,6'ya gerilemiş.

Araştırmanın en güzel sonucu ise en büyük mutluluk kaynağının yüzde 72,9 ile "aile" olması.

Bir yandan evlenme oranlarının düştüğü diğer taraftan boşanmaların arttığı bir Türkiye gerçeği varken ailenin hem de yüksek bir oranla mutluluk kaynağı olarak görülmesi son derece sevindirici.

Araştırmada vatandaşlar en önemli mesele olarak yüzde 29,2 ile hayat pahalılığını görüyor. Hayat pahalılığını sırayla eğitim ve yoksulluk takip ediyor.

Siyaset kurumunun, "ay sonunu getiremeyen millet"in fotoğrafını çeken bu anketten alacağı dersler varken onlar sorunu emekli ve asgarî ücretliye sabır dilemekle, "Çok zam yaparsak çok harcarlar" diyerek evlere şenlik yorumlarla çözme peşindeler. Milletin, iktidarın ülkeyi soktuğu sıkıntılardan duyduğu rahatsızlık anketlere "mutsuzluk" oranı olarak yansıyor.

FAZLA VERİRSEK FAZLA HARCAR!

AKP Genel Başkanvekili Elitaş'ın "asgarî ücrete zam" yorumu bunlardan birisi.

Günlerdir konuşulan ifadesinde Elitaş, "22 bin 100 lira maaş alan kişiye 10 bin lira zam yaptığınızda; 'Bunun 3 bin lirasını harcayayım, 7 bin lirasıyla tasarruf edeyim.' demez. Eksik gördüklerini bir an önce gidermenin yoluna gider. Mal ve fiyat dengesini alt üst eder" demiş.

Bu anlayış, iktidarın toplumdan koptuğunu, milletin yaşadıklarından habersiz olduğunu gösteriyor.

"Fazla zam verilmesin" dediği kesim açlık sınırının altında maaş alan emekli ve asgarî ücretli... Karnını doyuramıyor, gıdaya ulaşamıyor, sağlıklı beslenemiyor. Kirasını ödese faturalarını ödeyemiyor.

"SABIR YILI" İLÂN ETMİŞ!

Bir diğeri de çıkmış bu kesimlerden sabır istiyor.

Hükûmet bu yılı "Aile yılı" ilân etti ya, AKP Aydın İl Başkanı Mehmet Erdem de 2025 yılını "sabır yılı" ilân emiş. Emeklilerden "sabır" isteyerek "2026"nın daha güzel olacağını söylemiş. Daha önce hükûmet yetkileri de "Mayıs ayı Nisan'dan, Haziran ayı Mayıs'tan daha iyi olacak" ya da "2023, 2026'ten daha iyi olacak" demişlerdi.

Peki, böyle bir şey oldu mu

Her yıl bir önceki yılı, her ay bir önceki ayı aratır hâle gelmişken hâlâ bunların söylenmesine ne denir bilmiyoruz.

İnsanlara sabır tavsiye edenler sokağa çıksalar da milletten hangi tavsiyeleri dinleyeceklerini bir görseler. Bunu söyleyenler vatandaşın sabrının nasıl taştığını göremiyorlar ya da -ve daha doğrusu- görmek istemiyorlar.

Asgarî ücret ilk defa 1951 yılında belirlenmiş ve yasalaşmıştı. O günden bu güne ilk kez bu sene bir tam altın satın alamaz duruma getirildi. Şimdi durum bu iken, en düşük emekli aylığı asgarî ücretin çok altına düşmüşken; bayram İkramiyesi, 2018 yılında asgarî ücretin yüzde 68'i iken, 2025 yılında asgarî ücretin yüzde 13,5'ine düşmüşken; bir emekli maaşı ile 4 tane ancak küçük altın alabilecek duruma gelmişken, milletten beklediği sabrın ayın değil haftanın sonunu getirememekle eş anlamlı olduğunun farkında mı