Meclis ikibuçuk aylık tatilin ardından çalışmalarına başladı.
Meclis'in açılışına CHP'nin katılmaması ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşması sırasında Trump'la yaptığı görüşmeyi anlatırken, Saadet Partisi İstanbul Milletvekili Birol Aydın'ın, "Adil bir paylaşım var mı" diye sorması ve Erdoğan'ın alkışlanmasına, "Arkadaşlar neyi alkışlıyorsunuz Özgür Filistin var mı" diye sorması damga vurdu.
Erdoğan'ın daveti ile Cumhur ittifakı ile birlikte İYİ Parti, Gelecek, DEVA, SP ve YRP genel başkanlarının katılması da çok konuşuldu. Davutoğlu ve Babacan'ın Erdoğan'ın hemen yanında oturmasını bir kesim sevinçle karşılayıp farklı anlamlar yüklerken, yakışıksız yorum yapmaları ibretlikti.
Resepsiyondaki konuşmalar, yakınlaşmalar epey konuşuldu konuşulmasına da Partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile Meclis'in etkinliğinin ve ağırlığının azaldığı, yasama, yürütme ve yargının tek elde toplanmasının demokratik olmadığı ve bunun düzeltilmesi için adımlar atılması gerektiği hiç gündeme getirilmedi.
Oysa, 24 Haziran 2018 tarihinde yürürlüğe giren sistem ile Meclis'in denetim yetkisi büyük oranda kalktı, bütçeyi veto etme hakkı, güvenoyu ve gensoru yetkisi yok edildi. Meclis'in ülke siyasetindeki etkinliği çıkardığı kanunlar ile Cumhurbaşkanı'nın imzaladığı kararnameler mukayese edilince bu daha net ortaya çıkıyor.
***
TASDİK MAKAMI OLMASIN
Geçtiğimiz yasama yılında Meclis'e toplam 870 kanun teklifi sunulmuş. Bunların içerisinde iktidar partisi dışındaki partilerin tekliflerinden hiçbiri Genel Kurul gündemine alınmamış. Kabul edilen 32 kanundan 7'si uluslararası anlaşmaların uygun bulunmasına, 2'si bütçeye ilişkin, geriye kalan 23 kanunun 19'u ise torba kanun olarak çıkarılmış.
Birden çok alanda ve sayıda kanunda düzenleme öngören kanun tekliflerinde yer alan düzenlemeler, tek bir ihtisas komisyonunda değerlendirilmeden genel kurula indiriliyor. Torba kanunlarla onlarca farklı düzenleme tek bir pakete sıkıştırılarak, sağlıklı bir müzakere imkânı olmadan kanunlaştırılıyor.
İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, "bu yöntemle Meclis'in âdeta bir 'tasdik makamı'na dönüştürdüğünü, milletvekillerinin hazırlamadıkları ve çoğu zaman içeriğini dahi bilmedikleri düzenlemelere el kaldırmakla kâtip konumuna indirgendiklerini" söylüyor.
Yeneroğlu, Meclis'in denetim fonksiyonunun işlevsizleştiğine çarpıcı bir örnek veriyor: "Vatandaşlar, geçtiğimiz yasama yılında 7.939 bireysel başvuruyla en temel hak ihlâllerini bu komisyona taşımak zorunda kaldı. Ancak alt komisyonlar hariç İnsan Hakları İnceleme Komisyonu, koskoca bir yıl boyunca yalnızca iki kez toplandı; o da üyelik seçimi için. İhlaller için, alt komisyonlar hariç İnsan Hakları İnceleme Komisyonu, sıfır toplantı yapmıştır."