Köprü üstünde protesto

İsrail'in Gazze'ye 7 Ekim'den bu yana sürdürdüğü saldırılarda şehit edilen Filistinlilerin sayısı 25 bini geçti.

Güney Afrika'nın Uluslararası Adalet Divanı'nda İsrail aleyhine açtığı "soykırım davası" devam ederken, İsrail katliamlarına durmaksızın devam ediyor. BMGK kararlarını da bu davayı da takmıyor.

Başta Müslüman ülkeler olmak üzere dünyadan bu davaya destek açıklamalarının çok cılız olması insanlık adına utanç verici.

Birçok ülkede onbinlerin katıldığı İsrail'i protesto mitingleri yapılırken, soykırımcı ve katil devlete yaptırım uygulanmıyor tam tersine ticaret sürüyor.

Geçtiğimiz günlerde TÜİK'in açıkladığı ihracat veri tabanına göre, Türkiye İsrail'e et, balık, süt, yumurta vs. göndermenin yanında en çok da demir çelik göndermiş. Çelikte rekor kırılmış! Barut, patlayıcı maddeler de gönderilmiş.

Ulaştırma Bakanı İsrail'e günde ortalama 8 geminin gittiğini açıkladı. Resmî açıklamalara göre, 480 gemi doğrudan, 220 gemi de transit olarak İsrail'e gitmiş.

Daha vahimi de listede, Kasım ayında 'Silahlar ve mühimmat, bunların aksam, parça ve aksesuarı' olarak da Türkiye'den İsrail'e 79 bin dolarlık ihracatın yer alması!

Bu durumda İsrail şımarmasında kim şımarsın Çoğu çocuk, kadın, yaşlı 25 bin insanı katlederken, ülkeler ticaretlerini kesmiyor, bir yaptırım uygulamıyor. Bu durumda BM kararlarını takmayan İsrail'e kim ne diyebilir ki

İstanbul'da Galata köprüsü üzerinde büyük bir İsrail'i protesto mitingi yapıldığı hatırlatan bir okuyucumuz, ticaretin de devam ettiğine dikkat çekerek, "Köprü üstünde İsrail'i protesto ederken, köprü altından İsrail'e ihracat devam ediyor" dedikten sonra elbette proteste etmenin önemli olduğunu ama ticaretinde kesilip, yaptırım uygulanması gerektiğini söyledi.

Sonuna kadar haklı...

Adalet olmadığı yerde...

Ekonomide büyük kriz yaşanırken, geçim darlığı çeken nüfus her geçen gün artıyor. Orta sınıf tamamen ortadan kalktı. Enflasyonun yüksekliği hayat pahalılığını beraberinde getirdi. 14 Mayıs'tan bu yana bankalar arası (politika faizi) faiz 8.5'tan 42.5'a çıktı. Bankaların mevduat faizleri bunun çok üzerinde olunca da paradan para kazanmayı beraberinde getirdi. Fakiri daha fakir, zengini daha zengin yapan bir sistem geldi.

Bütün bunlar ortaya çıkınca Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 1 Mayıs 2019 tarihinde Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde "1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü Yemeği'nde yaptığı konuşma tekrar hatırlandı. Erdoğan, "Şayet ülkede bir kesim çok zenginleşirken diğer kesimler yerinde sayıyor veya fakirleşiyorsa orada adalet yok demektir. Adaletin olmadığı yerde zulüm vardır. Zulüm ise bizim inancımızda küfre eşdeğerdir" diyordu.