Hak arama yolları yeterli mi

Hak, insanın kazanmış olduğu ve kimsenin elinden alamayacağı bir kavramdır.Yaşama hakkı, okuma, ifade, düşündüğünü ifade etme gibi kavramlarının yanında âdil yargılanma hakkı da en temel insan haklarından biridir. Türkiye'de insanların haklarını aramak için Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve Danıştay başta olmak üzere mahkemeler var. Bunların dışında Kanun Hükmünde Kararname ile memuriyetten atılan ve kapatılan kurumların haklarını arayacağı OHAL İnceleme Komisyonu, Kamu Denetçiliği Kurumu (ombudsmanlık), İçişleri Bakanlığı'nca kurulan Açık Kapı, Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi (CİMER) İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu, Kişisel Verileri Koruma Kurumu, Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu gibi kişilerin haklarını aramaları bağlamında başvurabileceği 15 kurumkurul var. Bu kurumlardan çoğu Avrupa Birliği müktesebatına uyum için kurulan kurumlar arasında yer alıyor. Peki, bunca kurum ve kuruluş insanların haklarını ararken yeterince insanlar tarafından biliniyor mu, ya da görevlerini tam ve eksiksiz yapabiliyor mu Meselenin özü de burası. Bu iki soruyu da "evet" cevabını vermek zor. "Anayasa'nın "Hak Arama Hürriyeti" başlıklı 36. maddesinde, "Herkes, meşrû vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde dâvâcı ve dâvâlı olarak iddia ve savunma ile âdil yargılanma hakkına sahiptir" deniliyor. Hak arama hürriyeti, "pozitif hukuk" tarafından tanınmış hakların birinci şartı. Bu hakkın kullanılması da buna ilişkin başvuru yollarının tam ve etkin biçimde tanınmasıyla mümkün olabilir. "VAHİM..." Geçtiğimiz Günlerde Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Aslan'ın, Anayasa Mahkemesine bağlı Anayasa Yargısı Araştırmaları Merkezi (AYAM) ve Ankara Üniversitesi'nin ortaklaşa düzenlediği bir sempozyumdaki sözleri adalet sistemimizin ne durumda olduğunu gözler önüne serdi. AYM'ye 2021'de 66 bin 121 başvuru yapıldığını bu başvuruların yüzde 73'ünden fazlasının âdil yargılanma hakkı için olduğunu söyleyen Aslan'ın "Başlangıçtan itibaren verdiğimiz toplam ihlâllerin yüzde 77'si âdil yargılanmaya dahildir. Bu sayı ve oranlar bize vahim bir durumu işaret ediyor. Âdil yargılanma hakkıyla ilgili bir meselemiz var" demesi adalet sisteminin durumunu ortaya koldu. AYM Başkanı Aslan, "Bu meseleyi çözmek de hepimizin ortak görevi" derken bu görev başta ülkeyi yönetenlere, yüksek yargı mensuplarına düşüyor. Adalet reformları yapılırken öncelikle bu durum öne alınmalı ki, insanların hak aramaya ve adalete güveni sağlansın... TDK'YA 9 YILDA 189.595 BAŞVURU Başta da saydığımız gibi insanların hakkını aramayabileceği kurumlardan birisi de 2012 yılında kurulan Kamu Denetçiliği Kurumu... TBMM'ye bağlı kamu tüzel kişiliğini haiz özel bütçeli Kurum 29 Mart 2013 tarihi itibariyle şikâyet başvurularını alınmaya başladı. Kurulduğu günden bu yana Kurum'a 190 bine yakın başvuru yapılmış. Bu da ortalama yıllık 20 bin başvuru demek. Geçtiğimiz sene de haksızlığa uğradığını söyleyen 18.843 kişi hakkını aramak ve almak adına Kurum'a başvurmuş. 2020 yılından kalanlarla birlikte 21.783 adet dosyadan 19.740 tanesi sonuçlanmış. 2042 başvuru da bu seneye kalmış. Her sene olduğu gibi bu senede medyanın Ankara Temsilcilerinin dâvetli olduğu toplantıda KDK Başdenetçisi Şeref Malkoç, 2021 yılı değerlendirdiği bir toplantıda bu rakamları paylaştı. "Vatandaşın avukatı idarenin dostu" diye tanımladığı KDK'nın geçen yıl 2.160 başvuruyu da dostane yollarla çözdüğünü