Gazetecilerin hakkını kim savunacak

Çalışanlar Gazeteciler Günü son yıllarda olduğu gibi yine iktidarın medyaya yönelik sansürcü bakışı yüzünden buruk kutlanıyor, daha doğrusu kutlanamıyor. Çok sayıda gazetecinin işsiz kalması gazeteciler için zor ve sıkıntılı bir dönemin geçmesine sebep oluyor.

Yıllardır süren akreditasyon (gazeteciler ve gazeteler arasında ayrımcılık) ayıbı devam ediyor. Sivil toplum kuruluşları dahi "akredite olmayanlar toplantıya giremeyecektir" diye not düşüyorlar. Bu ayrımcılığı kim yaparsa yapsın katmerli ayıptır. Ve bu ayıp yıllardır devam ediyor. Bu durumda da hâlâ basın hürriyetinden bahsedilmesinin bir anlamı kalmadı. Anayasa'da yazan "Basın hürdür, sansür edilemez" hükmü kâğıt üzerinde kalıyor. Geldiğimiz noktada demokrasinin vazgeçilmezleri arasında yer alan basın hürriyetinden söz etmek imkânsız hale geldi.

Medyanın sıkıntılarından birisi ekonomik ama akreditasyon ayıbından tutun da Basın İlân Kurumu'nun bazı gazetelere uyguladığı ilân kesme cezası ya da sınırsız olarak ilân vermemesi, RTÜK'ün "muhalif" diye târif edilen televizyonlara ağır cezalar vermesinden Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı'nın bazı gazetecilerin haksız ve hukuksuz basın kartını yenilememesine kadar gazeteciler birçok mesele ile karşı karşıya... Yıllardır bunlar dile getirilmesine rağmen bu sıkıntıların hiç birisi giderilmezken adeta kabuk bağladı.

KENDİ ÜYESİNE DAHİ SAHİP ÇIKMIYORLAR

Bu arada esas üzücü olan da basın örgütlerinin yeterince bu meselelerin üzerinde durmaması, sadece "özel günler"de bir açıklama ile geçiştirmesi, bir eylem ortaya konulamamasıdır. Meclis'i harekete geçirmekten tutun da, İletişim Başkanlığı önünde açıklama yapılmasına kadar birçok eylem yapılabilecekken, sessiz kalmaları sansür, ayrımcılık, baskı yapanları da cesaretlendiriyor.

Medyanın örgütlü olduğu onlarca dernek, federasyon olmasına rağmen içinde üyelerinin de olduğu basın kartı yenilenmeyen gazetecilerle ilgili kuvvetli bir tepki göstermemeleri, bu hukuksuzluk karşısında sessizliğini koruyor olmaları da ayrı bir garabet.

HABER ALMA HAKKI İHLAL EDİLİYOR!

Binlerce olduğu söylenen, sayısı dahi belli olamayan basın kartı değiştirilmemesi konusu bunlardan birisi. 2019 yılında Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü bünyesindeki Basın Kartları Komisyonu'nun Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı'na bağlanmasının ardından turkuaz basın kartına (eski adıyla sarı basın kartı) geçilmesiyle başlayan "değiştirmeme" ya da "yenilememe" gazetecileri mağdur ediyor. Bu büyük mağduriyet konusunda da basın örgütleri şimdiye kadar bir adım atmış değiller.