Dünyanın gözü önünde Gazze'de tam ifadesiyle tam bir soykırım işleniyor. Gazetemizin 8 Ekim tarihli manşetinde de yer aldığı gibi, "İnsanlık enkaz altında kaldı."
İsrail'in 7 Ekim'de başlayan Gazze saldırılarında 17 bini bebek ve çocuk, 11 bini kadın olmak üzere 41.870 kişi katledilirken, şehirler harabeye döndürüldü. 902 bin aile nüfustan silindi. Gazze'ye Hiroşima'ın 5 katı bomba atıldı. 85 bin ton patlayıcı kullandı!
Gazze'deki katliamlarla durmayan terör devleti İsrail, Hizbullah bahanesiyle Lübnan ve Suriye'nin başkentlerini bombalıyor. Karadan Lübnan'a girerken, denizden de ülkeyi bombalıyor. Medenî dünya(!) başta olmak üzere İslâm ülkeleri sadece kınamakla kalıyor. İsrail de hem bundan hem de ABD başta olmak üzere bazı Batı ülkelerinden cesaret alarak katliamlarını sürdürüyor.
10 milyondan daha az nüfusu olan soykırımcı İsrail, 8 milyarlık dünyaya âdeta meydan okuyor... Dünya sessiz...
İsrail tehdit mi
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın 1 Ekim'de Meclis'in yasama yılının başlaması dolayısıyla yaptığı konuşmada, "İsrail yönetiminin tamamen dinî bir fanatizm ile Filistin ve Lübnan'dan sonra gözünü dikeceği yer bizim vatan topraklarımız olacaktır. Şu anda bütün hesap bunun üzerinedir" sözlerinin üzerinden 8 gün geçtikten sonra Meclis'te "İsrail tehdidi" ile kapalı bir oturum yapıldı. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler Meclis'te milletvekillerine bilgi verdi. Bu bilgiler 10 yıl sonra yayınlanabilecek.
Kapalı oturumun bitiminden sonra normal çalışmasına devam eden Meclis'teki konuşmalarda, Erdoğan'ın Rize'de, "Biz nasıl Karabağ'a girdiysek, nasıl Libya'ya girdiysek bunun benzerini aynen onlara da İsrail'e de yaparız, yapmamak için hiçbir şey yok" sözleri hatırlatılırken, "İki ay evvel Rize'de İsrail'e gireriz den, birden bire 'Türkiye, İsrail'in en büyük hedefi hâline geldi" noktasına nasıl gelindiği soruldu.
Buradan anlaşılan o ki, kapalı oturumda bunun cevabı alınamamış...
Sahi, iki ayda ne değişti ki, böyle bir tehditten bahsedilir oldu. Erdoğan'ın bu sözleri sarf etmesi doğru muydu İsrail böyle bir şeye cesaret edebilir mi
Bu ve benzeri soruların cevabı kapalı oturumda verilmediyse kamuoyuna açıklanmalı. Milletin bunları bilmeye hakkı var.
Bir de şunu söylemek lazım, böyle bir tehdidin olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı'nın Meclis'te kapalı oturumda parti genel başkanlarının da olduğu milletvekillerine bilgi vermesi gerekmez miydi
Katil devletin Gazze'de, Lübnan'da ve Suriye'de yaptığı yıkımdan sonra Türkiye için böyle bir tehdit varsa bunu ilk ağızdan milletvekillerin duyması gerekmez mi