Çözüm süreci gündemde ama

Yeni yasama yılı başlarken MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin DEM'lilerin elinin sıkması "yeni bir çözüm süreci arayışı"nın bir işareti olarak yorumlanmıştı.

Konu hızla gündemin üst sıralarına yükseldi ve siyasetin merkezinden ardı ardına açıklamalar geldi.

Erdoğan'nın "Biz her zaman varız" ifadeleri ile hararetlenen konu hakkında TBMM Başkanvekili ve DEM Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder ise, "Sayın Cumhurbaşkanına, Sayın Devlet Bahçeli'ye ve barış meselesinde gönül indiren herkese, bu konuda bedel ödemiş ama şerefini bedelinden daha fazla önemseyen bir kardeşiniz olarak şahsım adına teşekkür etmek istiyorum" dedi.

Açıklamalara bakılırsa sürecin başlamasına yönelik bir ön görüşme ya da anlaşmanın eşiğine gelindiği görülüyor.

AKP Genel Başkanvekili, "çözüm süreci dönemi"de İçişleri Bakanı olan ve etkili bir rol üstlenen Efkan Alâ'nın Bahçeli DEM partili vekillerin elini sıkarken hemen arkasında yer alması da bu iddiaları güçlendiriyor.

2014'TE NE OLMUŞTU

İlk çözüm süreci nasıl başlamıştı:

2014 yılında "Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun" adıyla Resmî Gazete'de yayınlanan kanunundan sonra görüşmeler başladı. Kanunun çıkmasının üzerinden bir aydan daha az bir zaman geçtikten sonra Erdoğan Cumhurbaşkanı seçildi. Bu seçimin ardından dönemin MİT müsteşarı Hakan Fidan İmralı'ya giderek Öcalan'la çözüm süreci yol haritasında mutabakata vardı. HDP'li bazı vekiller "yol haritası"nı Kandil'e götürdü.

28 Şubat 2015 tarihine gelindiğinde Dolmabahçe Sarayı'nda Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, İçişleri Bakanı Efkan Ala, AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal, Öcalan'la görüşmeleri yürüten eski MİT Başkan Yardımcısı, Kamu Güvenliği Müsteşarı Muhammed Dervişoğlu ve İmralı Heyeti'nden Sırrı Süreyya Önder, Pervin Buldan ve İdris Baluken'in olduğu toplantıda Öcalan'ın "PKK'ya silahsızlanma kongresi toplama çağrısı" Sırrı Süreyya Önder tarafından okundu. Erdoğan daha sonra bu mektubun okunmasını doğru bulmadığını söyledi. 21 Mart 2015'te Öcalan'ın mektubu Diyarbakır meydanında okundu.

Birkaç ay sonra da çözüm süreci görüşmeleri bitti.

Aradan geçen 9 yıldan sonra böyle bir sürecin yeniden başlayabileceği dolaşıma sokuluyor. Ancak bu ortamda böyle bir sürecin başlamasına kimse ihtimal dahi vermiyor. Yeni anayasa çalışmalarına DEM'in desteğini alabilmek için bu tür bir adım atıldığı da görülüyor.