Bütçe maratonu başlarken

TBMM Genel Kurulu'nda 2025 Yılı Merkezî Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi görüşmeleri bugün başlayacak. Görüşmeler, kesintisiz 12 gün sürecek ve 20 Aralık'ta sona erecek.

2025 bütçesinin Plân Bütçe Komisyonu'ndaki görüşmeleri Genel Kuruldaki görüşmelerinde tartışmalı geçeceğinin göstergesi oldu. Bakanlıkların bütçesi komisyonda görüşülürken muhalefet, bakanları ellerindeki pankartlar ve dövizlerse karşılamış, bazı bakanlar sert eleştirilere karşılık salondan çıkmıştı.

Meclis dışından atanan bakanların Meclis genel kurulundaki işleri hayli zor olacak. Çünkü, yeni sistem dolayısıyla, ortama ve karşılıklı atışmalara pek alışık değiller.

Şimdiden belli olan da ağır ekonomik kriz, Millî Eğitim, Sağlık ve Tarım bakanlıklarının bütçelerin görüşmeleri hayli hareketli geçecek. Diyanet bütçesi gibi Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı'nın (CİB) bütçesi görüşülürken de muhalefetin söyleyeceği çok eleştiri olacak. DEVA Parti Genel Başkan Yardımcısı İdris Şahin komisyonda, "İletişim Başkanlığının bütçesi, 6 milyar 155 milyon. Savunma Sanayii Başkanlığının ise 1 milyar 138 milyon. Savunma Sanayii Başkanlığı'nın 6 katı bütçeyi İletişim Başkanlığı'na veriyorsunuz" diyerek bunun ilk işaret fişeğini ateşlemişti.

12 gün boyunca neler yaşanacak bekleyip göreceğiz...

"Kuru ekmek yiyorsa aç değildir"

Hayat pahalılığı her geçen gün artarken yoksulluk yerini yokluğa bıraktı. Emekli ve asgarî ücretli açlık sınırının altında maaş alırken, yoksulluk sınırının altında maaş alan neredeyse yok. Yıl sonu yaklaşırken emekliler için yüzde 20'in altında, asgarî ücretliler için yüzde 25 zam düşünülerken, vatandaş için 2025'in geçmiş yıllardan daha kötü geçeceği görülüyor. Yani, vatandaşı zor bir yıl bekliyor.

Millet zamlar karşısında ne yapacağını şaşırmış durumda. Pazara gidenler elleri boş dönüyor. Temel ihtiyaçlarını dahi tane ile alabiliyor. Bir yumurta 7-8 lirayı geçti.

TÜİK'in açıklamasına göre enflasyon düşüyor görünse de ekonominin hâli çarşı pazarda görülüyor.

2020 yılı sonlarında Meclis kürsüsünden ekonominin kötü gidişini anlatırken, "'Millet aç' deyince hoplamayın arkadaşlar, millet aç, perişan. Evet, herkesin midesine bir şey giriyor, kuru ekmek giriyor" sözlerine bir AKP'li vekil'in, "O zaman aç değil demek" demesi hâlâ hafızalarda. Bütçe görüşmelerinde iktidar vekillerinden yine böyle bir cevap gelir mi, bilemiyoruz ama geçen 4 yılda vatandaşın hâli daha da kötüleşti.

Bu konuşmanın üzerinden yıllar geçtikten sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kızgın bir şekilde, "Birileri çıkıp 'aç kaldık' diyor, vicdansızlık yapma ne aç kalması. Aç kalan filan yok, yeter ki bu noktada dürüst ol, samimî ol" diye bir açıklama yapması da hafızalarda.

Geldiğimiz noktada, yapılan açlıkyoksulluk sınırı araştırmalara göre milletin büyük bir kesimi yoksul, daha büyük bir kesimi ise aç... Bunu aç olmayan anlar mı