"Bana böyle yapılıyorsa"

Merkez üssü Kahramanmaraş'ın Pazarcık ile Elbistan ilçeleri olan ve 10 ilin yoğun bir şekilde etkileyen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerin yaraları sarılamazken, hâlâ çadırda ve konteynerda yaşayanlar var. Kış ayları yaklaşırken depremzedeler kara kara düşünmeye başladı.

Depremin yaşandığı dönemde Çevre ve Şehircilik Bakanı olan, sonrasında İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığına aday olup kaybeden Murat Kurum şu anda da Bakan. Geçtiğimiz günlerde depremden en çok etkilenen Hatay'a gittiğinde bir vatandaşla arasında şöyle bir diyalog geçmiş:

Hataylı depremzededen Murat Kurum'a, "Annemi babamı kaybettim. 50 milyon dolarlık malıma devlet el koydu. Rezerv alan ilan ettiniz" demiş. Bakan'ın, "Öyle olmaz ama ya" cevabına vatandaş, "Öyle oldu ama. Arazime 404 dükkân yapıldı. Bana 1 dükkân verilmedi. Vali bana diyor ki, 'Babanın malından mı istiyorsun' diyor. Evet, babamın parasından istiyorum" diye şikâyetini dile getirmiş.

Kurum, "Öyle olmaması gerekiyor ama bir bakalım. İlgili arkadaşlarımla görüşeyim" sözlerine depremzede, "Ben AKP üyesiyim, bana bu yapılıyorsa vatandaşa neler yapılıyordur" sözleriyle ibretlik bir cevap vermiş.

Depremzedelere yardım konusunda parti farkı mı gözetiliyor da böyle konuşulmuş Yardım konusunda AKP üyesi olmak bir ayrıcalık mı sağlıyor. Eğer öyleyse yazık çok yazık.

Çevir yanmasın!

Kayseri Belediye Başkanı ilinin önemli yiyeceklerinden olan sucuğun tanıtımı için devasa mangalı kurmuş.

Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, Meclis Savunma Komisyonu Başkanı eski Bakan Hulusi Akar, birçok partili takım elbiseleri ile kameraların karşısına geçmişler sucuk kızartıyorlar. Kızartırken de, "Çevir yanmasın, derya bunlar, hamsi bunlar" gibi sözlerle kartonlarla mangal harlamaya çalışmaları haber bültenlerinde yer alıp muhalefetten ve vatandaşlardan tepki görünce hem belediye başkanı hem de Akar tepki göstermiş. "Biz yemedik ki" demişler.

Bunu destekleyen yandaş gazeteciler de, "Mangal başından tek bir lokma yemeden ayrılmışlar. 'Yiyecek olanlara afiyet olsun' diyorlar" sözleriyle meseleyi kapatmaya çalışmaları da gülünç olmuş.

En düşük emekli maaşının 12.500, asgarî ücretlinin 17 bin lira aldığını ve ağır bir ekonomik krizin yaşandığı bir dönemde, kilosu bin lira civarında olan sucuğu yiyemeyenlerin daha fazla olduğu hesaba katıldığında bu tepki normal değil mi

"Vatandaşların büyük çoğunluğu evine meyve ve sebze zor alırken, simit-hesabı ortada iken bırakın sucuğu, kıymayı gramla alırken böyle bir tanıtım çok mu gerekliydi