2025 daha zor bir yıl olacak

Başta icranın başı olan Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan olmak üzere AKP'li birçok yetkili (özellikle de Maliye bakanları) Nisan'ın Mart'tan, Mayıs'ın Nisan'dan, 2024'ün 2023'ten dahi iyi bir yıl olacağını söyleye geldiler.

Ama yaşayarak gördük ki, hiç de öyle olmadı. Her yıl bir önceki yıldan daha kötü oldu, giden geleni arattırdı.

Ekonomist olduğunu ve ekonominin tek yetkilisi olduğunu ifade eden Erdoğan, son grup toplantısında, 2025 yılının ekonomik anlamda 2024 yılına göre daha iyi olacağını söyledi. Ancak daha şimdiden görülüyor ki, 2025 "küçük bir mutlu azınlık" dışında millet için zor ve kötü bir yıl olacak. Enflasyonun altında yapılan zamla; asgarî ücretliden emekliye, çiftçiden küçük ölçekli işletmelere kadar herkesi 2024'ü de aratacak zor günler bekliyor.

Erdoğan, milletten sabır bekliyor, ama milletin sabrı taştı, sabredecek hâli de kalmadı.

2024 nasıl geçti

Etrafımızdaki savaşlar, ekonomideki büyük kriz, dış politikada zikzaklar, adalet, eğitim ve sağlıkta çözülemeyen büyük problemler, adalet ve hukukta yaşanan sıkıntılarla 2024, milleti yoran bir yıl oldu.

İsrail'in Gazze'de 7 Ekim 2023 başlattığı katliam ve soykırım devam ediyor. Bugüne kadar kadar çoğu çocuk, kadın ve yaşlı olmak üzere 50 bine yakın kişiyi katletti. Dünyanın gözleri önünde Gazze'yi yaşanmaz hâle getirdi. Arkasına ABD desteğini alan İsrail ne BM Güvenlik Konseyi'nin kararını dinledi, ne de dünyanın tepkisini... Başta Türkiye olmak üzere Müslüman ülkelerin bir yaptırım uygulamamasından aldığı cesaretle katliamlarına devam ediyor. Saat başı bir çocuk öldürüyor.

Dünya bu katliamlar ve soykırım karşısında aciz kalınca Lübnan'a saldırdı. Şimdi Suriye'nin başkentine 25 kilometre kadar girdi. Gazze'de aciz kalan dünya, Lübnan'a da Suriye'ye de sessiz kalmayı sürdürüyor. Anlaşılan o ki İsrail, 2025 yılında da dünyanın imtihanı olmaya devam edecek.

Dış politikada elbette ülkenin menfaatleri neyi gerektiriyorsa o yapılır, ama zikzaklar ülkelerin inandırıcılığını kaybetmesine sebep olabiliyor. 2024 yılında, "Artık benim için Miçotakis diye birisi yok... Artık kendisi düşünsün!" dedikten sonra tabiri caizse ayağına kadar gidip anlaşmalar yapmak, "Sisi darbecidir, zalimdir, demokrat değildir" dedikten sonra "Kardeşim Sisi" demek politik çizgimizdeki zikzaklardan sadece birkaçı...