23 yılın karnesi

AKP iktidara gelişinin 23. yılını kutlarken, bu süre içinde adaletten hukuka, eğitimden sağlığa, ekonomiden AB üyeliği konusunda ülkeyi geriye götürdüğünü göstergelerden, tablolardan ve milletin yaşadığı sıkıntılardan anlamak mümkün.

3Y (yoksulluk, yolsuzluk ve yasaklar) ile mücadele edeceğini söyleyerek yola çıkan AKP'nin 23 yıl sonra yaptığı icraatlarıyla 3Y'de başarılı sağlayamadığı yaşanarak görülüyor.

***

YOKSULLUK, YOLSUZLUK

2026 yılı için açıklanan Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı'na göre Türkiye'de 18 milyon 298 bin 736 kişi yardıma muhtaç hale geldi. En düşük emekli aylığı ve asgarî ücret açlık sınırının altında. Nüfusun yüzde 54'ü asgarî ücretin altında maaş alırken, 33 bin liranın altında geliri oranların oranı yüzde 21 oldu.

2026 bütçesinde faiz giderleri yüzde 47 artarken, faize 2.742 milyar kaynak ayrılıyor. Ekonomi yönetimi dış borcun faizini bile borçlanarak ödendiğini itiraf ediyor.

AKP iktidara geldiğinde enflasyon yüzde 31.4 iken, Ekim 2025'deki enflasyonun (resmî) rakamı 32.7 olarak açıklanması enflasyonu düşürmekte başarılı olamadığını da gösteriyor. İktidar geçen üç yılda enflasyon tahminini dört kez revize etmek zorunda kaldı. Tahminler 15.2 iken geldiğimiz noktada iki katından daha fazla bir enflasyon yaşanıyor.

2002'de asgarî ücretle 7 çeyrek altın alınabilirken şu anda 2.40 çeyrek altın alınabiliyor. En düşük emekli aylığı ile 23 yıl önce 8 çeyrek altın alınabilirken, şimdi 1.83 çeyrek altın alınabiliyor. O tarihte en düşük emekli aylığı asgarî ücretin üzerindeyken, şu anda yüzde 25 gerisine düştü. 2002'de dolar 1.63 kuruşken, bugün dolar 42 lirayı aştı. Açlık sınırı 2002'de 380 lirayken bugün 28 bin lirayı, yoksulluk sınırı 1.155 lirayken bugün 92 bin lirayı geçti.

Özetle, Türkiye yoksullukta, işsizlikte ve gelir adaletsizliğinde Avrupa birinciliğini kimseye kaptırmıyor!

Yolsuzluk ise ülkenin hep gündeminde oldu ve olmaya devam ediyor.

***

YASAKLAR

Yasaklar konusuna gelince...

Meselâ, başörtüsü yasağı 10 yıl sonra fiilî olarak kaldırılsa da, ne kanunlarda ne de anayasa bir düzenleme yapılmadı. Seçim öncesi ana muhalefet partisi "Kanunlarda düzenleme yapalım, kimse istismar etmesin" dediğinde iktidar "Kanun yetmez anayasada değişiklik yapacağız" demişti. Ancak aradan geçen yaklaşık iki yılda bir düzenleme yapılmadı.

Yasaklar konusunda başka bir konu da, düşünme ve düşündüğünü açıklama gibi hürriyetlerde geri gidiş oldu. Korku ortamı oluşturulurken, konuşanın ve yazanın soruşturma geçirdiği bir dönem yaşıyoruz.