Gazalî'nin yaşadığı dönem, İslam dünyasında büyük bir fikri çalkantının yaşandığı bir süreçti.

Felsefi tartışmaların zirveye çıktığı, kelamın farklı ekollerinin kıyasıya mücadele ettiği, batıni hareketlerin yaygınlaştığı ve akıl ile vahiy arasındaki hiyerarşinin bozulduğu bir dönemdi bu.

Bu gelişmelerin getirdiği yeni sorular karşısında geleneksel düşünce biçimleri cevap üretmekte zorlanıyordu.

Toplumsal deformasyon, siyasi istikrarsızlıklar ve ahlaki yozlaşma da dönemin önemli sorunları arasındaydı.

Günümüze baktığımızda, bu tabloya şaşırtıcı derecede benzerlikler bulmak mümkün.

Onun zamanındaki sorunlarla, bizim sorunlarımız aslında aynı.

Bugün farklı bir çağda, ama benzer bir kriz içindeyiz.

Belki de Gazalî ile biz arasında kurabileceğimiz en büyük özdeşlik onun bir dönem yaşadığı anlam krizidir.

O ruhsal bunalım Gazalî'yi büyük bir hakikat arayışına götürmüştü.