Çöküş

İsrail, Aksa Tufanı Operasyonu sonrası uyguladığı saldırgan politikalarla kendisi için mümkün olan en büyük kazanımı elde edecek şekilde bu süreci fırsata çevirmeyi hedefliyor.

Bu doğrultuda, düşmanına verebileceği maksimum zararı vererek masaya oturulduğunda elinin güçlü olmasına yönelik bir strateji uyguluyor.

Netanyahu hükümetinin yeterli kazanım elde etmeden saldırgan politikalarını ve katliamlarını sonlandırmak istemediği görülüyor.

İsrail "durmadan önce" sınırları sonuna kadar zorlamak istiyor.

Bu stratejinin çok büyük bir riski var...

İsrail stratejik açıdan durması gereken yerde durabilecek mi

Durmaya karar verdiklerinde çok geç olabilir mi

Zira Gazze'ye yönelik ağırlaştırdığı abluka Siyonist Tel Aviv yönetimi için halihazırda bir izolasyona dönüştü.

İngiltere, Fransa, Avustralya gibi birçok ülke arka arkaya Filistin'i tanıma kararı almaya başladı.

Yetersiz ve sembolik de olsa, hatta bu ülkelerin bir kısmı fiili olarak İsrail'e desteğini sürdürse de sözünü ettiğimiz gelişme siyasal bir anlam ifade ediyor.

Aynı şekilde, İspanya ve İtalya'nın Gazze ablukasını kırmak için yola çıkan Sumud Filosu'nu korumak amacıyla donanma unsurlarını göndermesinin de İsrail saldırganlığına karşı kesin çözüm sağlamayacağı bilinse de zorlayıcı, de facto bir durum oluşturması hasebiyle önemli olduğunu belirtmek gerekiyor.

Uluslararası alanda atılan bazı somut adımlar da, İsrail'in imajını olumsuz etkiledi.

Netanyahu, tutuklanma korkusuyla, hakkındaki UCM kararlarını uygulayacağını açıklayan ülkelerin hava sahasını kullanmamak için BM Genel Kurulu'na katılmak üzere yola çıktığı ABD'ye giderken zikzaklı bir rota izlemek zorunda kaldı.

Tepkilerden dolayı BM konuşmasını boş salona yapan Netanyahu, o sırada dışarda binlerce kişi tarafından protesto ediliyordu.

İsrail'in içine düştüğü hali ve Netanyahu'nun acziyetini gösteren en önemli gösterge Netanyahu'nun BM konuşmasının ta kendisiydi.

Netanyahu konuşmasının önemli bölümünde Batılı müttefiklerine tepki gösterdi.

Kendisi için en trajik olan ise Netanyahu'nun İsrail'in Nazilerle, kendisinin de Hitler'le aynı olmadığını anlatma çabasıydı.

Netanyahu, Gazze'yi tahliye çağrısı yaptıklarını hatırlatarak Nazilerle farkını ifade etmeye çalışıyordu.

Güvenli bölge ilan ettikleri yerlerde bile bombaladıkları Filistinlilere karşı soykırım yapmadığını söyledi.

Ülkesinin vaziyetini "siyasi tsunami" olarak niteleyen Knesset'teki ana muhalefet partisi lideri Yair Lapid, Netanyahu'nun konuşmasının İsrail'in uluslararası konumunu daha da kötüleştiren ve zayıflatan konuşma olduğunu dile getirerek tepki gösterdi.

İsrail basını Trump'ın Netanyahu'dan savaşı sonlandırmasını "istediğini" yazdı.