Kandıramazsın beni

Fenerbahçe, Benfica öncesi Kocaeli'den skoru aldı ama oyun sınıfta kaldı.

Bir garip hikaye… Fenerbahçe taraftarının takımına olan sevdası başkaları için ne kadar anlaşılmazsa, sarı lacivertlilerin futbolu da öyle. Tek bir farkla; Mourinho'nun takımının ne zaman, ne oynadığı "hiç kimse" tarafından anlaşılmıyor. Şampiyonlar Ligi'ne katılma çabasında, yıldızlarla donatılmış bir takımın, yıllar sonra Süper Lig'e dönmüş, rakibine göre kısıtlı imkanları olan Kocaelispor gibi bir ekibe karşı hem de kendi evinde bu kadar kişiliksiz bir oyununu makul gerekçelerle açıklamak çok mümkün değil. Neyse ki, Jose Mourinho'nun hiç kimseye açıklama yapmak gibi bir mecburiyeti yok!

Hiç şaşırmadık ki!

Sahaya Benfica on birinden dört farklı isimle çıkan Fenerbahçe ilk golü stoperleriyle bulurken, Kocaeli'nin reaksiyonuna cevap vermekte aciz kaldı. Zaten, hücumu Çağlar, Skriniar, Brown'a kalmış, golcüsü Duran'ın orta sahada oyun kurmaya çalıştığı takımdan çok da bir şey beklememek gerek. Özellikle de hocasından. İlk yarıda bireysel yeteneklerle bir şeyler yapmaya çalışan koca Fenerbahçe, Talisca'nın ego tatminine esir olurken, sahada gezinen bir En-Nesyri, kenarda şov yapmaktan oyunu kaçıran bir Mourinho vardı. İlk yarıda üretemeyen takımın ikinci yarıya aynı kadroyla çıkmasına da şaşırmadık.

Hoca yine hazır değil!

İkinci yarının hemen başında gelen gol, hücumu zayıf, savunması güçlü Kocaeli'nin gardını düşürürken, sahanın kötülerinden Talisca'nın Oğuz'un inadıyla attığı gol Kadıköy'ü rahatlattı. Ancak bu galibiyet Benfica öncesi ancak bir moral olabilir, ölçü değil. Sarı lacivertliler bu oyun anlayışı, bu oyun temposuyla ancak bu kalibredeki rakipleri geçer, biraz dişli takımlar karşısında ise sadece hüsran yaşar. Feyenoord karşısındaki 5'lik galibiyet neyse 3'lük Kocaeli maçı da aynıdır. Kimse kendini kandırmasın. Takım hazır değildir, hoca zaten hiç olmamıştır…