Bir ibret hikayesi

Dünkü gazetemizde Alev Gürsoy Cimin'in Nihal ve Bahar Candan kardeşler ile ilgili yaptığı haberi okudunuz mu bilmiyorum. Okumadıysanız, posta. com.tr'den bulup okuyun. Hele hele, sosyal medyada 'meşhur' olmak isteyen evladınız varsa mutlaka okuyun. Bir zamanlar sosyal medya paylaşımlarıyla dikkat çeken ama bir dolandırıcı şebekesiyle birlikte hareket ettikleri iddiasıyla geçen yılın sonlarında tutuklanan kardeşlerden Nihal'in cezaevinde yememe hastalığı 'anoreksiya'ya yakalandığı ve 37 kiloya kadar düştüğü anlatılıyor haberimizde.

strong class"read-more-detail"Haberin Devamı

Cezaevine ilk girdiğinde tutuklanmasını protesto etmek için yemek yemeyi reddeden Nihal Candan, bir süre sonra hiç yiyememeye başlamış. Gelinen nokta çok acı gerçekten. Suçlu ya da suçsuz olduklarına yargı karar verecek ancak bu iki kız kardeşin şatafatlı yaşam tarzından üç kişilik cezaevi koğuşuna düşmeleri ibret verici bir hikaye. Nihal ve Bahar Candan'ın Instagram hesapları hâlâ açık. Paylaşımlarına baktığınızda bu iki kız kardeşin İstanbul'un, Çeşme'nin, Bodrum'un ve hatta Avrupa'nın en lüks restoranlarında çekilmiş fotoğraflarını, videolarını görüyorsunuz. İki kişilik hesabın bir asgari ücret seviyesinde olduğu bu restoranlarda paranız varsa elbette yemek de yiyebilirsiniz, doğum günü de kutlayabilirsiniz. Kardeşler kara para aklama iddiasıyla tutuklandıktan sonra anneleri Umut Candan onların hiç paraları olmadığını, Instagram'da sergiledikleri o lüks yaşamın da sadece gösteriş olduğunu söylemişti. İşte bu gösterişli yaşam tarzını sergilemek isteyen bu iki kız kardeşin ödediği bedel çok ağır oldu. Nihal şimdi bırakın suşiyi, karavanada çıkan kuru fasülyeyi bile yiyemiyor. "Bir ürün size pahalı geliyorsa muhtemelen sizin için üretilmemiştir" diye bir söz vardır. Sizin için üretilmeyen bir ürün ya da satın alamayacağınız bir hizmet için ödün vermeye başlarsanız, son noktada ortaya çıkan şey gerçekten hayatınızı karartabilir.

GÜNDEM UZMANI

Bana göre; Türkiye'nin gündem yaratma ustası Hülya Avşar'dır. Ya yaptığı programda bir şey söyler, ya değişik bir şey giyer ya da eski eşi Kaya Çilingiroğlu ile ilgili konuşur. Ama bunu çok ustaca yapar, öyle her gün medyada, internet sitelerinde yer almak istemez. Söylediği şeyler yıllarca konuşulur, üzerine programlar yapılır. Zaten ne söyleyeceğini, ne yapacağını hep önceden planlar. Bunu bana bir programda kendisi söylemişti. Hülya Avşar'ı asla geçemeyecek olmasına karşın Selen Görgüzel'in de henüz usta olmasa da bir gündem uzmanı olduğunu düşünmeye başladım. Sünnet derisi enjekte ettirmekten, anne sütü içmeye, ayı kanı içmekten restoranda hesabı kimin ödeyeceğine kadar her konuda öyle şeyler söylüyor ki; bir anda gündem oluyor. Şimdi de yeni bir estetik operasyon geçirmiş, onunla gündemde. Zaman zaman aşırıya kaçtığı, söyledikleriyle yaptıklarının birbirini tutmadığı oluyor ama kabul edelim ki gündem yaratmakta çok başarılı. Yalnız merak ediyorum, bu kadar medyada yer alınca bu kendisine 'iş' olarak dönüyor mu Bildiğim kadarıyla bir ara Boğaz hattındaki kulüplerde şarkı söylüyordu. Şimdilerde pek ilanlarını da görmüyorum. Gündem yaratma uzmanlığı 'iş'e yarıyorsa sorun yok. Ama yaramıyorsa yaptıkları pek de dikkate alınmıyor demektir.