Kabahatin çoğu senin kardeşim
Belgrad Ormanı'nda kaybolan Ece Gürel'in sağ salim bulunması hepimizi çok sevindirdi. Genellikle bu tür kayıpların sonu hep acı haberle biterdi, bu kez mutlu sonla karşılaştık. Burası işin harika kısmı.
Ancak Ece'nin iş yerinde uğradığı mobbing sonrası istifaya zorlanmasının ardından eşi Sezer Gürel'in davranışlarının üzerinde durulması gerekiyor. Ece bir hukuk firmasında sekreter olarak çalışıyor. 10 yıldır her iş günü ofisi o açıyor. İstanbul'da kar yağdığı ve yolların kapandığı cuma günü işe gidemiyor ve büro açılamıyor. Pazartesi gittiğinde, iş yerinde tartışma yaşıyor, "Öyleyse ben istifa edeyim" diyor. Ama o hafta çalışmaya devam ediyor. Cuma günü patronları, "Bize sözlü olarak istifanı söylemiştin, şimdi dilekçeni imzala" diyor. Ece de büyük olasılıkla gurur yapıyor ve o dilekçeyi imzalıyor. İstifa dilekçesi, Ece'nin 10 yıllık tazminatını da alamaması anlamına geliyor. Eve gelip bu konuyu eşiyle konuştuğunda aralarında tartışma çıkıyor. Ece'nin 8 yıllık eşi Sezer Gürel, istifa etti diye eşine çıkışıyor. Araları bozuluyor, Ece pazar günü kafa dinlemek için Belgrad Ormanı'na gidiyor, gerisi malum. Evlenirken söylenen "iyi günde, kötü günde, hastalıkta, sağlıkta" sözü, sadece bir klişeden ibaret değildir. Bunu yerine getiremiyorsanız, evlenmeyeceksiniz. Sezer Gürel'in eşine "Sağlık olsun sevgilim, sen kendin için doğru olduğuna inanıyorsan, benim için de doğrudur. Belki biraz para sıkıntımız olacak ama merak etme birlikteyken her şeyi aşarız" demesi gerekiyordu. Ece'nin bu ölümcül olayı yaşamasından tamamen eşini sorumlu tutmasam da Nazım Hikmet'in şu dizelerini anmadan edemiyorum. "Kabahat senin, demeğe de dilim varmıyor ama kabahatın çoğu senin, canım kardeşim!"
Haberin DevamıEŞİNİ DEĞİL TELEFONU BIRAK
Dilan Polat, 'görgüsüzlüğüyle çete çökerten kadın' olarak tarihe geçti. Kendisi, eşi Engin Polat, kız kardeşi Sıla Doğu, kaynı, kayınpederi hapis yattı. Tahliye oldular, davaları devam ediyor. Yasa dışı bahis suçlamasından henüz aklanmadılar. Güzellik şirketleri hala kayyum yönetiminde. Ancak tüm bunlar ders olmamış belli ki. Dilan Polat durmuyor, durdurulamıyor. Elindeki telefonla her şeyi ama her şeyi görüntülüyor, paylaşıyor. Son olarak evde bir sabah çekilmiş video, bu ailenin komple uyuşturucu kullandığı iddialarına sebep oldu. Gözaltına alındılar, ifade verdiler, serbest bırakıldılar. Sonra hop, yine sosyal medyadan paylaşım. Eşine zarar veriyormuş, ayrılacakmış, eşini bırakacakmış. Bir zamanlar kendisine otomobil, yat, kat hediye eden eşi Engin Polat'a benden tavsiye, Dilan Polat'a verilecek en güzel hediye, bir adet eski tuşlu telefon olmalı. Sadece konuşmaya ve SMS göndermeye yarayan o telefonlardan biriyle hayatını geçirsin. Sonra da haklarında açılan davaların sonucunu beklesin. Yani o akıllı telefonu bıraksın, eşini değil.