Aramızdaki tek bağ Wi-Fi bağlantısı

Arkadaşların, dostların toplandığı masalarda konu döner dolaşır, eninde sonunda ilişkilere gelir. Yeni ayrılan biri varsa, yaşadığı son ilişkinin toksik yanlarını anlatır, "Bir daha mı, tövbe" diye bitirir sözü. Sevgilisi olmayan, ne kadar rahat olduğunu sorumluluk almadan yaşamanın şahaneliğini anlatır ama o da sonunda "Ama insan arada bir yanında birini istiyor" der. Ve mutlaka herkesin kafasında şu soru dolaşır; "Herkes bu kadar yalnızsa neden herkes yalnız"

MÜKEMMEL İLİŞKİ YANILGISI

Öyle ya, bir yandan sosyal medya aracılığıyla dünyanın her tarafındaki insanlarla anında bağlantı kurabilirken, yanı başımızdaki insanla neden sahici bir bağ kurmakta zorlanıyoruz Çünkü beklentiler... Günümüzde ilişkilerde artık bir sevgili, bir eş değil, aynı zamanda en iyi arkadaş, ruh ikizi, kariyer destekçisi, terapist ve bir maceracı arıyoruz. Modern zamanın popüler kültürü, diziler ve sosyal medya "mükemmel ilişki" pompalıyor hepimize. Bu tür paylaşımları gördükçe de beklentiler, yükseliyor, her birey "kriter canavarı"na dönüşüyor.

Haberin Devamı

İNSANLAR 'ÜRÜN' DEĞİLDİR

E-ticaret sitelerinde satın alacağımız bir ürünü inceler gibi, sevgili adayı değerlendiriyoruz. Fiziksel özellikleri, kariyer başarısı, sosyal çevre, ilgi alanları, hatta tatil için gittiği yerler... Her biri, o "mükemmel uyumu" garantilemek için titizlikle kontrol edilen birer madde. Oysa insan ilişkisi, kusurların, çatlakların ve beklenmedik uyumsuzlukların bir araya gelmesiyle oluşan bir bütündür. Mükemmel eşleşmeyi ararken, önümüzdeki o gerçek, karmaşık ve değerli insanı ıskalıyoruz. Karşımızdaki kişi, listenin yüzde 80'ini karşılasa bile, eksik kalan yüzde 20'lik kısım, onu "yetersiz" kategorisine itiyor. Bu sonuç odaklı bakış açısı, ilişkinin özündeki süreci, keşfetmeyi ve emek vermeyi değersizleştiriyor.

ZAMAN DEĞERLİ AMA...

Hız çağında, "hata yapma lüksü"nü veya "zaman kaybetme riski"ni göze almak istemiyor kimse. Hızlı tüketim kültürünün dayattığı gibi, ilişki derhal tatmin sağlamalı, derhal "o kişi" olduğunu kanıtlamalı. Oysa kalıcı ve derin bir bağ sadece wi-fi aracılığıyla değil, zamanın ve ortak zorluklarla yoğurularak sabırla kurulur. Kendimizce gerçekten uzak o "mükemmel" kişiyi ararken biz de o idealin bir parçası olmaya zorlanıyoruz. Çünkü bizim yüksek standartlarımız varsa, başkalarının da var. Seçilmek için biz de mükemmel olmalıyız. Bu yüksek standartlar altında, insanlar kendilerini gerçek benlikleriyle ortaya koymaktan çekiniyor. Çünkü kusurlu olmak, listeyi geçememek, yani yalnız kalmak anlamına geliyor. Maskeler takılıyor, sosyal medyada sadece "en iyi versiyon" sergileniyor. Bu da potansiyel iki insanın, birbirlerinin sahte versiyonlarıyla bir başka deyişle 'avatarları' ile ilişki kurmaya çalışması gibi garip bir duruma yol açıyor.