Yüce dinimiz İslâm; ümmetin temelini kardeşlik üzerine kurmuş ve dünyanın neresinde olursa olsun bütün müslümanları, imana dayalı bu kardeşlik bağıyla birbirine sımsıkı bağlamıştır. Bu kardeşlik, ümmet bazında; bağlılık, sorumluluk, dostluk, koruma, destek ve dayanışma ilkesine dayalı çok güçlü bir toplumsal sözleşmedir. Müslümanların, birbirlerinin dertleriyle dertlenmeleri, sevinçleriyle sevinmeleri, birbirlerine şefkat ve merhamet göstermeleri işte bu yüce kardeşlik sözleşmesinin icabı ve gereğidir. Âyet-i kerimelerde buyuruldu ki:
"Bütün müminler kardeştir; öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah'a gönülden saygı besleyip O'na karşı gelmekten sakının ki O'nun rahmetine erişesiniz." (Hucurat 10)
"…İyilik ve takvâda birbirinizle yardımlaşın; günah ve düşmanlıkta ise, yardımlaşmayın. Allah'tan korkun. Çünkü Allah'ın cezası çok şiddetlidir." (Maide 2)
"Muhammed Allah'ın Rasûlüdür. Beraberinde bulunan müminler kâfirlere karşı çok sert ve tavizsiz, kendi aralarında gâyet merhametlidirler. Onları görürsün; cemaatle rükû ve secde ederek Allah'ın lutuf ve hoşnutluğunu ararlar. Secde izinden meydana gelen nişanları yüzlerindedir…" (Fetih 29)
"Ey müminler! Hepiniz birlikte Allah'ın ipine sımsıkı sarılın ve ayrılığa düşmeyin. Allah'ın size olan şu nimetini hatırlayın: Hani siz birbirinize düşmandınız; derken Allah, kalplerinizi kaynaştırdı da O'nun bu nimeti sayesinde kardeş oldunuz. Ateşten bir çukurun tam kenarında idiniz, fakat Allah sizi oraya düşmekten kurtardı. Doğru yolu bulasınız diye, Allah size âyetlerini işte böyle açıklıyor." (Nisa 103)
Konu ile alakalı hadis-i şeriflerde ise, şöyle buyurulmaktadır:
"Müslüman, müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, haksızlık yapmaz, onu düşmana teslim etmez. Müslüman kardeşinin ihtiyacını gideren kimsenin Allah da ihtiyacını giderir. Kim bir müslümandan bir sıkıntıyı giderirse, Allahü Teâlâ o kimsenin kıyamet günündeki sıkıntılarından birini giderir. Kim bir müslümanın ayıp ve kusurunu örterse, Allahü Teâlâ da o kimsenin ayıp ve kusurunu örter." (Buhari)
"Müslüman Müslümanın kardeşidir. Ona hiyanet etmez, yalan söylemez ve yardımı terk etmez. Her Müslümanın, diğer Müslümana ırzı, malı ve kanı haramdır. Takva buradadır. Bir kimseye şer olarak Müslüman kardeşini hor ve hakir görmesi yeter." (Tirmizi)
Dolayısıyla bütün müslümanlar kardeştir. Bu kardeşlik, dünyanın neresinde olursa olsun bütün müslümanları içine alır. Bu kardeşliğin gereği olarak, müminler arasında şefkat ve merhametin, yardımlaşma ve dostluğun her an güçlenerek ve artarak gelişip yaygınlaşması elzemdir.
Binaenaleyh müslüman; din kardeşini yardımsız bırakamaz, onu tehlikeye atamaz ve onu düşmanla başbaşa asla bırakamaz. Dinimizde mazluma yardım etmek her müslümanın üzerine farz-ı kifâyedir. Dolayısıyla müslüman; şahsî menfaati veya nefsânî istek ve arzuları için din kardeşinden vazgeçemez, onu yardımsız bırakamaz ve aleyhine olacak davranışlar içine katiyyen giremez. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: