İmanın hayatımızdaki yansımaları- 8

Sahih bir iman; iki cihan saadetinin kaynağı ve insan hayatını müsbet yönde etkileyen en güçlü dinamiktir. Zira bütün yaptıklarının âhirette ortaya konacağına; iyi ya da kötü bütün fiillerinin hesabının görüleceğine inanan insan; kolay kolay kötü durumlara düşmez ve büyük bir azimle sıkıntılarla mücadele eder.

İman, insana yaşama sevgisi ve hayata sımsıkı bağlanma duygusu bahşeder. Mümin, hayata ve varlık âlemine hoş bakar; sosyal ve tabiî çevresini Allahü Teâlânın sanat eserleri olarak görür, kendisini de bu bütünün bir parçası olarak kabu eder. Dolayısıyla vazifesi bitinceye yani emr-i Hak vâki oluncaya kadar hayat mücadelesini büyük bir kararlılıkla sürdürür. Elbette imananın faydaları saymakla bitmez. Bu hafta inşaallahü teâlâ; "imanın hayatımızdaki yansımaları"ndan "sabrı" anlamaya gayret edeceğiz:

6- İman, insanı sabırlı kılar: İnsanoğlunun bu dünyadaki hayat yolculuğu, iniş ve çıkışlarla doludur. Tabii olarak bu yolculukta sevinç ve huzur gibi üzüntü ve musibetler de eksik olmaz. Böylesi durumlarda insanın en büyük dayanağı, hiç şüphesiz sarsılmaz imanıdır. Zira iman, sadece insanın Allahü Teâlâya bağlılığını güçlendirmekle kalmaz; aynı zamanda ona sabır, metanet, kararlılık ve dayanma gücü de verir.

"Sabır" üç çeşittir: a) Emirleri yerine getirmeye "sabır." b) Haram ve yasaklardan sakınmaya "sabır." c) Bela musibetlere "sabır": a) Kul, Allahü Teâlânın emirlerini yapmak için "sabr"a muhtaçtır. Çünkü kulluk, nefse zor gelir. b) Kul, Allahü Teâlânın yasaklarından sakınmak için de "sabr"a muhtaçtır. Çünkü nefis, haram ve yasaklardan hoşlanır: "Buna rağmen yine de kendimi büsbütün temize çıkarmıyorum. Çünkü Rabbimin merhamet edip koruduğu kimseler dışında, nefis insana sürekli kötülüğü emreder. Rabbim, elbette çok bağışlayıcıdır, engin merhamet sahibidir." (Yusuf 53) c) Bela ve musibetlere "sabır": Kişinin bir yakının ölmesi, malının telef olması, yangın, kaza, hastalık, sakatlık ve benzeri olaylar karşısında yıkılmamak için de elbette "sabr"a ihtiyaç vardır.

İmtihan yeri olan bu dünyanın geçici olduğunu bilen ve hakiki hayatın âhirette olduğuna inanan kişi; hastalık, ölüm, haksızlık, iftira ve yoksulluk gibi sıkıntı verici durumlar karşısında sabır ve metanetle direnir. Çünkü o, isyan etmeden ve günaha girmeden bu sıkıntılarla mücadele ederse, âhirette İlahî mükafata nail olacağına inanır: "Andolsun ki, sizi biraz korku ve açlıkla, bir de mallar, canlar ve ürünlerden eksilterek deneriz. Sabredenleri müjdele. Onlar; başlarına bir musibet gelince, "Biz şüphesiz (her şeyimizle)