Kuran-ı kerimde defalarca zikredilen kalb; iman, takvâ, idrak, basiret, muhabbet, irfan hikmet, tefekkür, ilham, azim, niyet, tevbe, huşû, merhamet, ihlâs, ihsan, rızâ ve yakîn gibi bütün kavramların merkezidir. Ne mal ne de evladın fayda vermediği Kıyamet gününde geçer akçe, selim bir kalbdir. Âyet-i kerimede buyuruldu ki:
"O gün ne mal fayda verir, ne de evlat. Ancak Allah'ın huzuruna tertemiz bir kalple gelenler kurtulur!" (Şuara 88-89)
Bir hadis-i şerifte ise, şöyle buyurulmaktadır: "Allahü Teâlâ sizin bedenlerinize ve yüzlerinize değil, kalblerinize bakar." (Müslim)
Bu ve benzeri birçok ayet-i kerime ve hadis-i şerife konu olan kalb, diğer bütün organlardan çok farklı bir konuma sahiptir. Bundan dolayı ahlak ve tasavvuf âlimleri hep kalbe yönelmiş ve ondaki gizli sırları çözme, onun hakikatini öğrenme ve onu hakkıyla tanıma konusunda büyük çaba sarf etmişlerdir.
Hakikaten yüce Dinimiz'de kalbin yeri çok büyüktür. Mesela kalbde sahih bir niyet yoksa, -ne olursa olsun- yapılan işin hiçbir kıymeti yoktur: "Onlara Âdem'in iki oğlunun başından geçen ibret verici şu gerçeği anlat: Onlar Allah'a birer kurban takdîm etmişlerdi de birinden kabul edilmiş, diğerinden ise kabul edilmemişti..." (Maide 27)
Kalben yapılmamış bir iman, sahibini asla mümin yapamaz: "Bedevîler: 'İman ettik' dediler. De ki: 'Siz henüz iman etmediniz. Fakat 'biz, sadece boyun eğdik,' deyin. Çünkü iman henüz tam olarak kalblerinize yerleşmemiştir…" (Hucurat 14)
Görünüşü mümin gibi olduğu halde kalbi münkir olanlar, cehennemin en alt tabakasında cezalandırılacaklardır: "Şüphesiz münafıklar cehennemin en alt tabakasındadırlar. Onları oradan kurtaracak hiçbir yardımcı da bulamazsın." (Nisa 145)
Misyonunu icra etmeyen ve kendisinden beklenen fonksiyonunu yerine getirmeyen bir kalbin sahibi, hayvanlardan da aşağıdır:"Yemin olsun ki biz cinlerden ve insanlardan birçok kimseyi cehenneme uyumlu yaratmışızdır. Şu sebeple ki, onların kalpleri var, fakat bununla gerçeği anlamazlar; gözleri var onunla görmezler; kulakları var onunla işitmezler. Hâsılı bunlar hayvanlar gibidir, hatta onlardan daha şaşkındırlar. İşte asıl gâfil olanlar da bunlardır." (Araf 179) Bu âyet-i kerimeler üzerinde düşünülürse, kalbin Dinimiz'deki yeri ve önemli daha iyi anlaşılır.
Konu ile alakalı hadis-i şeriflerde ise, şöye buyurulmaktadır:
"Dikkat ediniz, bedende bir lokmacık et parçası vardır ki, o iyi olursa bütün beden iyi olur; bozuk olursa bütün beden bozulur. İşte o et parçası kalbdir!" (Buhari)
"Vâbisa! Herhalde birr'in