Jeopolitik Gerçeklere Gözlerini Kapatan Kör Olur!

Bir ülkenin veya bölgenin coğrafi konumu ve karakteri avantajlar sağlayacağı gibi güvenlik riskleri de oluşturabilmektedir. Avantajlardan faydalanmak, riskleri azaltmak için, jeopolitikten faydalanılması gerekir. Zira jeopolitik, coğrafyanın politika ile ilişkisini esas alır. Olayları, belli bir tarihsel bütünlük içerisinde sosyal ve siyasal açıdan analiz eder. Jeopolitik bakış hem uluslararası ilişkilere hem de dış politikaya etki eder.

Bu bağlamda İsrail'in Filistin'de işlediği vahşet, Suriye, Lübnan, Yemen, İran, ve en son Katar'a saldırması, bölge ülkelerine, jeopolitik ihtiyaçlara göre bir bakış geliştirmeyi zorunlu kılmaktadır. Bölge ülkeleri, hareket eksenini öncelik sırasına göre doğru belirlemelidir. Zira doğru belirlenmiş öncelikler, hem halkların güvenliğine hem de refahına ciddi katkı sağlayacaktır.

Bugün ''Ortadoğu'' jeopolitiğinin en öncelikli konusu, İsrail barbarlığına karşı birlik içinde olmaktır. Birlik, artık bir tercih değil, jeopolitik bir zorunluluktur. Bölge ülkeleri varolşsal bu tehdit karşısında, her türlü kavmiyetçiliği, mezhepçiliği aşan kuşatıcı bir dil geliştirmelidir. Aksi hâlde ''okyanusta boğulmak üzere olan birine uzatılan can simidinin üzerindeki küçük yazıları beğenmediği için reddetmesine benzer.''

Evet, bölge ülkelerinin boğulmaktan kurtaracak can simidi birliktir. Birçok kez ifade ettiğimiz gibi, ''ya bölge ülkeleri, İsrail barbarlığına karşı birlikte var olacaklar ya da tek, tek yok olacaklar.'' İsrail, bu kadar hayasızca saldırma cesaretini bölge ülkelerinin bölünmüşlüğünden almaktadır.

Birliğin amacını kısaca üç madde hâlinde şöyle özetleyebiliriz:

Birincisi, bölgede güvenliği sağlamak ve barışı korumaktır. Bölgesel istikrarı sağlamak ve bağımsız bir Filistin Devletini kurmak. İkincisi, ekonomik birliği sağlamak. Bölge ülkeleri kendi aralarında mal ve hizmetler ile birlikte insanların serbest dolaşımının önünü açmak. Böylece bölge ülkelerinin ekonomik, olarak kendi potansiyeline kavuşturmasını mümkün kılmak. Üçüncüsü, içte ve dışta siyasi ve kültürel birliği sağlamak. Birliğin kalıcı ve sürdürülebilir olabilmesi için, ekonomik faydanın yanında ortak değerlere de dayanması gerekir.