Hayalimiz Olsun

Bölgemizde neler olup bittiğini en az bizler kadar sizler de takip ediyorsunuz. Onun için bu hafta ''hayal'' hakkında yazmak istedim. Cenab-ı Hakkın insanoğluna bahşettiği güzel nimetlerden biri hayal edebilme yeteneği olduğunu hep düşünmüşümdür.

İnsanoğlu, hayal gücü sayesinde kendisi için mümkün olanı ve alternatif seçeneklerini fark edebilir. Yani hayal gücü, bazı yazarların söylediği gibi ''üzerinde her şeyin yazabileceği bomboş bir sayfa'' olmadığını düşünüyorum. Bana göre, ister bireysel ister toplumsal olarak olsun hayali ve ülküsü olanlar, gelecekte güçlü hayat kurabilirler.

Hayal gücümüz, ruhumuzun en derin sesidir. Hayalimizi düşünce ve eylemlerimizle besledikçe daha anlaşılır hâle gelecektir. Hayal gücümüzün farkında olmak en derin benliğimizle iletişimde olmak demektir. Onun için hayal gücümüzü doğru kullandığımızda en değerli kaynağımız, yanlış kullandığımızda ise, baş düşmanımız olur. Peki, hayali, değerli bir kaynak ya da baş düşman yapacak kıstas nedir İyi ve güzel işleri hayal ettiğimizde değerli bir kaynak, insanı ifsat edecek kötü işleri hayal ettiğimizde baş düşmanımız olur.

Bu bağlamda en büyük hayalim, milletimizin her türlü emperyal saldırılardan emin olduğu caydırıcı bir güce sahip olmasıdır. Milletimizin her bir ferdinin üzerinde yaşayıp kök saldıkları ülkelerini, her alanda geliştirmek için, bilginin sınırlarını zorlayacak bir şuura erişmesidir. Bu ise, ancak gayret, birlik duygusu ve ortak bir ideal etrafında kalplerin birleştirmesini sağlamakla mümkün olur. Kalpler ise, ancak adalet ve merhameti ayakta tutmak için çalışmakla birleşir.

Çünkü adalet ve merhametin olmadığı bir yerde toplumun üretim yapma yönündeki ümit ve beklentileri azalır. İster şirketler bazında, ister devlet bazında, isterse devletlerarası bazda da olsun bu, böyledir. Ne yazık ki bugünkü uluslararası sistemde bütün haklar ve imtiyazlar güçlülerin elindedir. Onun için dünya ölçeğinde bu adaletsiz sistemi değiştirmeyi hayal edebilen gençlerimizin olmasını diliyorum.