TFF, kulüplere sonsuz kredi açtı, anladık da... Nerede kaldı UEFA-Kopenhag kriterleri

Mauro Icardi! Lucas Torreira, Dries Mertens, Sergio Oliveira, Haris Seferovic, Leo Dubois, Fredrik Midtsjö, Yusuf Demir, Mathias Ross, Milot Rashica, Abdülkerim Bardakçı, Kazımcan KarataşBunlar, G.Saray'ın kaşla göz arasında bir transfer döneminde Türkiye'ye getirdiği veya transfer ettiği oyuncular.En az buna yakın oyuncu alan Trabzonspor, F.Bahçe, Başakşehir, Beşiktaş gibi takımlarla amansız bir rekabetin misillemesi sankiGelenler çok kıymetli elbet. Hele de bazıları, gerçek dünya yıldızı Türkiye liglerinde olmalarından ve izleme fırsatı bulacağımızdan en çok memnun olacaklardan biriyizAncak bazıları çok yaşlı be Çok büyük gürültüyle, şenlikle, şölenle gelip de, sessiz sedasız, hatta kaçarak ayrılan, kovarak gönderilen, kanlı bıçaklı olunan, büyük tazminatlar ödenen nice isimler de biliyoruz Son örnek de Falcao olmuştuSayısız generalli bir sezona hazırlanıyoruz anlaşılan. Bir de bütün askerleri gönderip bu kadar general alarak savaş kazanılır mı, teknik adamların ve uzmanların takdirine bırakıyoruzPeki ya gidenler, ya da gitmek zorunda kalacaklar Mesela Emre Kılınç, Taylan Antalyalı, Oğulcan Çağlayan ve Emre Akbaba Onlar da yıldızdı, gezegen değildiBüyük ümitlerle, hem de ligin karmasına girdikleri ve çok başarılı oldukları kulüplerinden sökülüp alınmadı mıG. Saray'da parlayacak, Avrupa'nın ünlü takımlarına gönderilecekti Ama olmadı.. Yabancıların gördükleri fırsatları ve güveni hiç bir zaman bulamadılar, harcanıp gittilerPeki ya G. Saray efsanesi Fatih Terim'in, Geçmişe değil, geleceğe yatırım yapacağız" dediği ve yaklaşık 60 milyon dolara malolan ağırlıklı gençler ne olacakGerçekten çok büyük risk Umarım Dursun Özbek yönetiminin istediği ve büyük coşku yaşayan G.Saray taraftarının gönlüne göre olurOkan Hoca ile her futbolcu başarılı olur, G. Saray'ı, başarıya taşırKeşke her futbolcu yeniden pik yapsın ve yeniden kendi milli takımının kadrosunun değişmezi olsunZararları katlandıkça katlanan, borçları dağları aşan hiç bir kulübümüz, yine hayal kırıklığı yaşamaz, getirdiklerini ligin sonunu görmeden göndermek ve tazminatlar ödemek zorunda kalmazTürkiye liginin ve kulüplerinin cazibesi artar, temennimiz bu İnşallah böyle olurYa Türk gençlerinin önü kesilmeye devam ederse ne olacak..Onlar kadar yıldız olmasını ümitle beklediğimiz Kerem Aktürkoğlu, Yunuz Akgün, Yusuf Demir, Emin Bayram, Kazımcan Karataş gibiYoksa TFF'de kulüplere sonsuz kredi açıldı anlaşılan. Ancak UEFA Kriterleri, Kopenhag kriterleri ne oldu, doğrusu merak ediyoruzBU KUŞAĞI ANLAMALI!..Kovid -19 süreci, aslında futbol için iyi bir rehabilitasyon dönemi oldu.. Taraftarlar maçlara gidemedi, öğrenciler uzaktan eğitim gördü, insanlar evine kapandı, dışarıya çıkamadı, herkes kendini kurtarma derdine düştü, derken hiç bir olay olmadıSeyirci maçlara gidemeyince kimse kimseye zarar veremedi, takımı kazanırken de kaybederken de sevinci ve üzüntüyü kendi içinde yaşadıŞampiyonluğu evinde kutladı, küme düşenler gözyaşlarını içine attı, galibiyetlerde de mağlubiyetlerde de verilen tepkiler evin dışına taşmadı Hakemler, hayatlarının en rahat günlerini yaşadıHiç biri olumsuz tezahürata muhatap olmadı, olduysa da duymadı Deplasman takımları, hele de Dört Büyükler'e deplasmana çıkanlar stressiz, baskısız bir futbol oynadı.. Belki de tarihte en çok puan topladıkları bir dönem olduYani sahaları kapattık, futbolu-sporu çok rahat yönettik, okulları kapattık, Milli Eğitim'i harika idare ettikÜlkece rahat ettik, milletçe huzur bulduk.. Çünkü korkumuz vardı, hayat-memat mücadelesi yani fobiler ağır basmış, hobiler ikinci planda kalmıştıPandeminin normalleşmeye başlamasıyla, statlar seyirciye, mekanlar taraftara açılınca eski dertler geri gelmeye başladıMaçlar maç gibi oynanmaya, futboldun seyir zevki yükselmeye, sahalar ve salonlar şenlenmeye başlandı Aslında da çok iyi oldu, özlemiştik bu günleri Olması gereken de buydu..Olağanüstü şartlar ortadan kalkınca normale dönüş, rahat bir nefes aldırmıştıYaklaşık 2 yıl kavgadan gürültüden uzak kalan taraftar da, bir taraftan daha bir centilmen oldu. Belki kavgayı unutmuş, reflekslerini kaybetmiştiGeçtiğimiz sezonu da nispeten sakin geçirdik. Çok az vakayla, neredeyse olaysız bir yıl geçirdikŞimdi ise yeni bir sezon başladı Ancak en çok da uçan tekmeyi konuştuğumuz bir hafta yaşadıkÇünkü diğer taraftan da Pandemi sürecinin stresini biriktiren, dışarı çıkıp deşarj olamayan gençleri, moda deyimiyle "z kuşağı" sinirlerini kontrol edemeyebiliyorEvet Milli Eğitim Bakanlığı, uzaktan eğitimle öğretim görevini yaptı ama eğitim kısmı yarım kaldı Bütün yük ailelerin sırtına bindiHalbuki aynı sendromu yaşayan ana babanın da ciddi bir desteğe ihtiyacı vardı. Çocuklarına ne kadar katkı sağlayabilirlerdi ki..Tabii ki daha sağlıklı analizleri, teşhis ve tedavileri psikolog-pedagoglar yapacak ama bu gençleri anlamanın şart