Kazın ayağı keşke öyle olsaydı...

Dünya hayatı, yaşattıklarını yaşamadan ibaretmişŞikayet ettiğiniz şey, sizin kendinize biçtiğiniz rolün bir yansımasıAldırmadığınız her nefes, sizin daha sonra kendinize uygun gördüğünüz bir soluklanma biçimiVe bir gün başınıza gelen, sizin başkasının başına getirdiklerinizOrganize ettiğiniz şey, daha sonra bizzat başrolünü oynayacağınız ve sizin bizzat kendi elinizle yazdığınız senaryonun sinemaya uyarlanmış ve size de uygulanacak hali"Anlaşılan hesaplaşma ahirete kaldı siz haramilerle, bekleyeceğim sizi oralarda geleceksiniz Hakk divanına. Selam olsun namuslu şerefli olanlara.Onlarla da buluşacağız.Hasbihal edeceğiz haramiler hesap verirken.Seyretmesi çok hoş olacak. "SINAVI GEÇMEK GEREKTabii bu yazarlarımızın çoğu bu dönemlerde savrulup durdu, o da ayrı bir dert.Bir kısmı da devlette görev aldı. Mesela bakanlık yapan Ömer Çelik, Nurettin Canikli, Nabi Avcı da bunlara şahitSürekli psikolojik işkence altında habercilik yaptık ama bütün bu zulümlere karşı sesimizi duyuramadık Çağdaş olmakla övünen medyanın sesi soluğu çıkmadı. Gazeteci olmayan herkes için açıklama yapan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve Basın Konseyi bile suspus olduBu daha fazla kahrediciydiDemek ki fikir suçlusu olman yetmiyordu, onlardan değildinSonra da 2002 Süreci başladı Tarihin ve dünyanın en özgürlükçü basın-medya kanunu çıkarıldıUzun süre bir bahar havası yaşandıBiz Basın İlan Kurumu ve görev yaptığımız her yerde baskına uğrayan muhalif gazete ve televizyonlara geçmiş olsun ziyaretlerine gittik, kınadıkYAŞATTIKLARINI YAŞARSINBu sözler, rahatsızlığı nedeniyle bir süredir tedavi gören ve önceki gün 60 yaşında hayatını kaybeden İstanbul Organize Suçlarla Mücadele ve Kaçakçılık eski Şube Müdürü Adil Serdar Saçan'a aitTabii ki her ölüm erken ölümdür, ölen kim olursa olsun İnsanlık gereği üzülmek ve ölüleri hayırla yadetmek gerekirAilesine, sevenlerine başsağlığı diliyor, insanlık görevini yapıyoruzBizim amacımız bir ölünün arkasından kötü sözler söylemek ve onu lanetle anmak değil, tarihe not düşmekSadece makam mevkilerde bulunurken hak ve hukuku gözetmenin, her dönemde merhametle hareket etmenin, her hal ü şartta adil davranmanın gerektiğini dile getirmekADALETTEN SAPARSAN, ADALET ARARSINGücü acımasızca kullanmamak, insanlara muhabbet veya nefrete göre davranmak yerine "adalet"le muamele etmenin gereğine işaret etmek istiyoruzZulüm gördüğünde şikayet edip, gücü ele geçirince zulmedenlerden olmamak gerektiğini hatırlatmak gerekiyorMakamını tapulu malı gibi görünce celallenen, görevden düşünce gördüğü benzeri muameleden sonra da şikayet etmemekAslında adil olup hiç bir şartta, hiç bir güce boyun eğmeden,hiç bir vaade kanmadan, gerekirse görevden alınma pahasına karıncayı bile incitmeden görevini tamamlamayı bilmektirVe özellikle de aydınların kendisi için istediği özgürlüğü, herkes için isteyebilmesidirBaşkasına yapılan haksızlığı, kendisine yapılmış gibi sesini çıkarabilmesidirBunu da yüksek sesle haykırabilmesidir Asıl sınav bu. Gerçek kahramanlık böyle olurPeki Türkiye'mizde böyle mi..Ne yazık ki değilGörüyoruz ki, yıllar geçmiş, bir arpaboyu yol alamamışızBirilerine göre zulmetmiş olan birisi, başkalarına göre kahraman olabiliyor Bunun içinde de aydınlar, okumuş yazmış, hüküm sahibi insanlar varKENDİNE DEĞİL, HERKESE ÖZGÜRLÜK Hem de atanmış devlet memuruyken Özgürlük sınırları içinde görev yapan fikir işçilerinin hakkını savundukBaşımızda da basın-yayından sorumlu bakanımız Bülent Arınç vardıŞimdi yıllar geçti..Adil Serdar Saçan bu dünyadan göçtü..Kendisinden sonraki dönemleri suçlayarak öteki dünyada hesaplaşmaktan bahsettiSevenlerini anlıyoruz, üzüntülerini, dua etmelerini de hoş karşılıyoruz amaBakıyoruz da bazıları onu dürüstlük abidesi yapmış, işte burası biraz fazlaDevlet memurları elbette gelen talimatları uygular, ancak işkence insanlık suçudur ve onu kimse savunamazO gün