Dezenformasyon mu, sansür mü

2010-2014 arası çok yönlü, çok sesli verimli, Türkiye'nin bütün renklerini ortak bir metinde buluşturan bir çalışma yapmıştıkBasından Sorumlu Bakan'ımız Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç başkanlığında iktidar ve muhalefet partilerini tamamının birlikte samimiyetle Milli Eğitim Komisyonu'nda çalıştığı ve sonunda uzlaştığı Basın İlan Kurumu, BYEGM, RTÜK, TRT, AA ve BTK'nın da bulunduğu bir büyük işbirliğiSivil iradenin bütün taraflarının, gazeteciler cemiyetleri, basın sendikaları ve kuruluşlarının, internet medyası mensuplarının da katılıp taleplerinin ve görüşlerinin alındığı, devletin şefkatli yüzünü gösterdiğiBaşbakan'ken Recep Tayyip Erdoğan'ın da benimseyip desteklediği bir düzenleme hazırlamış, TBMM'ye sevk edip alt komisyonda düzeltip komisyonda oybirliğiyle kabul edilerek Genel Kurul'a sevk ettiğimiz bir yasa çalışmasıydıHerkesin üzüm yiyeceği, asla bağcının dövülmeyeceği bir uzlaşmaVe gerçekten de tam bir reform yasasıydı Ancak TBMM gündeminin yoğunluğu ve seçim süreciyle beraber çıkarılamayıp kadük hale gelince kangrene dönüşmüş bir sorunlar yumağı oluşturmuştu. Bu sorunu gidermek ve çözmek lazımdı Sahipsiz kalan internet medyasını üvey evlatlıktan kurtaracak, yasal bir zemine ve standartlara kavuşturacak, kamu reklam ve ilanlarından yararlanmalarını sağlayacak bir güvence gerekiyorduBu mecrada çalışan fikir işçilerini 212 Sayılı Basın Yasası'na tabi olma ve sarı basın kartı alma hakkı verecek, gri pasaporttan yararlanmalarını sağlayacak düzenlemeleri kapsıyorduTabii kişi hak ve özgürlüklerini de koruyorduYILLARDIR GECİKEN BİR YASAYDIBu da gazetecilerin, sosyal medya çalışanlarının talebiydi ve en çok oralarda bayram havası yaşatıyorduBir kaç marjinal insan dışında buna sansür diyen de çıkmamıştıHerkesi tatmin eden bir metin, o günden bugüne, hem sorunları çözüyordu, Sosyal medyada çalışan binlerce, on binlerce insanın ekmek pastasını büyültecekti, hem de kişilik haklarına saldırılan, iftiraya uğrayan insanların mağduriyetini giderecektiEvrensel Basın Ahlak İlkeleri, burada da uygulanacak, takibini de, o gün hiç kimsenin adaletini tartışmadığı Basın İlan Kurumu yürütecektiDevlet, gazeteci ağırlıklı yönetimi ve gazeteci, hukukçu, iletişimci, saygın kişilerden oluşan komisyonları olan ve siyasetin hiç müdahale etmediği Basın İlan Kurumu eliyle, "düzenleyici, destekleyici, denetleyici" bir vazife yerine getirecektiAncak bu fırsat kaçırıldı2014'ten 2022'ye, bugüne kadar hep tartışmalar, mazlumiyet ve mağduriyetle geçen, güçlü olanın haklı olduğu, on binlerce çalışanın da hiç bir hak elde edemediği, reklam pastasından hakkettikleri payları alamadıkları bir dönem yaşandıHEP BİRLİKTE ÜZÜM YEMEK VARKEN...Dış tandanslı sosyal ağlara Türkiye ofisi açma ve ve Türkiye temsilcisi atama mecburiyeti getiriliyor Bu da gerekiyor. Ancak, devamı çok tehlikeliTabii 29. maddede yaptığı gibi, fırsatçılığı da elden bırakmıyor"Sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılacak" ..Sakıncası büyük, tam tanımı yapılmayan, ucu bucağı olmayan, inisiyatifi idarenin keyfinde olan, infazı da yargının kafasına göre olacak bir metinKesinlikle düzenlenmeye, tanımlanmaya ve adil bir metinle hem devlet açısından endişeleri giderici, sorunu çözücü, hem de yeni mağdurlar yaratılmasını önleyici, bir metin gerekiyorİktidarlar gelip geçer, önemli olan adil, kalıcı, bir barışı, huzuru ve güveni tesis etmek olmalıKontrolsüz bir sosyal medyayı sağlıklı bir işleyişe kavuşturmalı, internet gazeteciliği artık hakettiği değeri bulmalı, teşviklerden yararlanmalıYa, TBMM'de durum neKavga, gürültü, patırtı, karşılıklı suçlamalar, dalaşmalar, seviyesiz ifadeler, her şey varElbette ki tartışılsın, doğruyu, en doğruyu bulalım ve en özgürlükçü, kişi hak ve özgürlüklerini teminat altına alan, iftiranın, şantajın olmadığı, olursa adil bir şekilde cezalandırıldığı bir yasal düzenleme yapalımAma yok İlla kavga Seçmene selam, seçimlere kadar devamKeşke amaç bağcı dövmek değil de üzüm yemek olsaBASINLA HER DAİM KAVGALI BİR ÜLKETürkiye, neredeyse her hükumet döneminde basınla imtihanını henüz verememiş ülkelerden biri... Ne basını halkıyla barışık, ne de hükumeti basınla...Karşılıklı güven esasına dayalı yapı, bir türlü oturtulamamış... Ne devlet basından emin olmuş, ne de basın, devletine güvenmiş...Devlet bir düzenleme yapmak istediğinde "faşist" damgası yer, basın özgürlüklerini biraz kullanmak istediğindeyse "anarşist"..."Ya bendensin, ya da..." diye başlayan cümleler, nifakın ta kendisini oluşturur... Ne hükümetler basından emin, ne basın hükumetlerden...Her iktidar değiştiğinde oyuncular değişir, hainlerle kahramanlar yer değiştirir... Her olayın zaman içindeki anlamları farklılaşır...Bir devirde "müthiş" sayılan bir olay, başka bir devirde "tedhiş"tir...