Biz spor medyasının özeleştiri zamanı

Biraz da özeleştiri yapmak gerek. Biz gazeteciler herkesi eleştirme hakkını kendimizde görürüzBazen ölçüyü o kadar kaçırırız ki, aklınıza gelen pek çok ihlali bir cümlede hülasa ederizBazen insaf çizgisini aşar, direkt bombardıman ederizZaman zaman ayarları kaçırır, suç teşkil eden ifadeler de kullanırız"Sert eleştiri" sınırlarını aşıp hakaret içeren kelimelere de yer veririz Kendimizi haklı çıkarmak için yalana da başvururuzBazen da öyle zaman gelir ki bilerek şantaj haberciliğini bile kendinde hak gören medya kuruluşlarına rastlarızKarşı tarafın cevap veremeyeceğini bile bile başvurulan bu yöntemin tasvip edilir tarafı yokAncak ülkemizde de zaman zaman şahit olduğumuz çok örneği var bu yayıncılığınElindeki kalemi kurşun gibi silah olarak kullanan gazeteci tipleri, gazete sahipleri, medya kuruluşları en çirkin örneklerin mümessili olurlarYetmez, elinde copu olan polis içindeki bazı unsurlar, bunu bir caydırıcı unsur olarak değil, bir işkence aracına dönüştürürTankı, tüfeği topu olan askerler de, milletin silahını millete çevirir, darbe yapar, siyasileri hapse atar, gazetecileri susturur, gençleri de sallandırırGazetecilik de, kolluk gücü de, askerlik de bu hiç değil Anormal dönemlerin anormallikleri bunlarElindeki gücü alabildiğine kötüye kullanmanın yanlış ama yaygın örnekleriBiz bugün, bu sıradışılıkları değil de günlük popülist yaklaşımları değerlendireceğizMeslektaşlarımızın değişen şartlara göre yorum yapabildiklerini ve bunun da sakıncalarını belirteceğizHer şeyi eleştiren kalemler, biraz da mürekkeplerinin adaletini sorgulamalı, özeleştirisini yapmalı...TANK DA, KALEM DE SİLAH DEĞİLDİRDeğerlerimizin kıymetini bilelim; çıkış ve inişlerin gölgesinde yorumculuk yapmayalım. Yoksa 'ters köşe' olmaya devam ederiz.Yıllardır sporumuzdaki yönetici zaafiyetlerini söyler dururuz, yazıp çizeriz...Ancak ''Biraz da kendinize bakın'' diyenlere de verecek cevabımız olmalı... 'Çuvaldız'ı başkasına batırırken iyi de biraz da 'iğne'yi kendimize batıralım... Yani sözü meslektaşlarımıza getirmek istiyoruz...Sözümüz; eleştiri dozunu ayarlayabilen insanlara değil... Tabelaya bakarak 'not'lar veren 'skoru' ön planda tutarak eleştiri yapan yazar çizerlerimize...Mesela Trabzonspor, F. Bahçe'yi yenince Abdullah Avcı'ya ofsayt kilidini çözen adam muamelesi yapıldı, abartılı bir şekilde övüldüFarklı Karagümrük mağlubiyetinden sonra ise 3 gün önceki övgüler unutuldu, hoca tartışılan adam olmaya başladıHalbuki Abdullah Avcı, şampiyon takımın, şampiyon hocasıydı Neticede bir futbol takımını çalıştırıyor Galibiyetler kadar mağlubiyetler de alacakSezon başından beri göklere çıkarılan F. Bahçe'nin hocası Jorge Jesus, Trabzonspor mağlubiyetinden sonra biraz homurdanmalara yol açtı3 gün sonraki Hatay maçıyla, yeniden güven tazelediLÖW, DEL BOSQUE, ARAGONES'LERİ BİLE KOVDUKTabii ki, hocaların çalıştırma biçimi, antrenman şekli, futbolcu tercihleri, taktik varyasyonları, oyunu okuma, futbol bilgi ve zekası, medya ve futbolun bütün unsurlarıyla kurduğu veya kuramadığı iletişimi değerlendirilecek, övülecek veya eleştirilecek Gazetecinin görevi buAncak dün başka, bu gün başka, sabah başka akşam başka, galibiyette başka hezimette bambaşka şeyler söylerken de tutarlı olunmalı, sözler ve yazılar çelişmemeliBizimkiler bu hatayı çok yapıyor Bunu futbolculara, yöneticilere karşı da böyle yapıyor Taraftarı da yanlış yönlendiriyor, kamuoyunu da olumsuz etkiliyorYa dün bu işte bir yanlışlık vardı ya bugün... Halbuki hiçbiri değil...Sıfırdan bir takım kurulduğunda, başına da yeni hoca getirildiğinde adettendir biraz zaman tanınır...Tıpkı Almanya'nın başında 'dünya şampiyonluğu' apoleti takmış olan Löw'e vaktiyle F. Bahçe'nin başındayken yaptığımız gibi...Veya ülkemize 'Avrupa şampiyonu' İspanya'nın hocası olarak gelip de şaşkına çevirip gönderdiğimiz Aragones'in yaşadığı dram gibi...Beşiktaş'tan yaka paça gönderilip rencide edilen ama gittiği İspanya'yı dünya ve Avrupa şampiyonu yapan Del Bosque gibiTabii diğer gaza gelmeyip hocasına sahip çıkan kulüpleri ve yönetimlerini tebrik etmek lazım...EFSANELERE YAPTIĞIMIZI GENÇ HOCALARA YAPMAYALIMYılların efsaneleri Mustafa Denizli, Fatih Terim, Şenol Güneş gibi, ülkemize en büyük başarıları yaşatan değerlerin,