Bakanlar kime bakar

Türkiye'de Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın kuruluşu 1969, Demirel Hükumeti dönemi ilk bakan da İsmet Sezgin'diO tarihten önce spora bakan bir bakan vardı ama başka şeylere de bakıyorduRahmetli Turgut Özal, 1983 kabinesinde, "milli eğitim" ile "gençlik ve sporu" birleştirip tarihimizde ilk defa Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı'nı kurdu. Başına da değerli bir bakanımızı, Vehbi Dinçerler'i getirdi...Bu, değişik hükümetler döneminde, farklı politikalarla uygulana gelen spora bakışı, bambaşka bir anlayışa büründüren, birlikte olması gerekenleri bütünleştiren, ayrılmaz bir ikili haline getiren muhteşem bir anlayıştı, gerçek anlamda bir "devrim"di.İşlerin yoğunluğundan, uygulayıcıların yorgunluğundan, statükonun direnmesinden dolayı, işler tam randımanlı yürümedi ve kısa bir süre sonra, "imam nikâhı" zannettiğimiz şey, "papaz nikâhı" çıktı ve ne yazık ki bitti.Sonra Milli Eğitim Bakanlığı aslına döndü, spor da Başbakanlık'a bağlandı ve yönetimi, "spordan sorumlu" sıfatıyla Devlet Bakanlığı'na bağlandı...AK Parti 2002 sürecinde önce mevcut yapıyı muhafaza etti. Başbakan Yardımcısı ve devlet bakanları, spora baktılarAncak 2011'den sonra, Gençlik ve Spor Bakanlığı yeniden kuruldu.Sporla, eğitim ayrılmaz ikili... Biri diğeri olmadan olmaz, diğerinin olmadığı yerde öbürü eksik kalır...Nitekim de bu açığı kapamak için iki bakanlık arasında çok sıkı bir temas var...Sürekli tazelenen protokoller kâğıda dökülür ve uygulamaya konur.Her iki bakanımızı da, emeği geçen ekiplerini de tebrik ediyoruz ve başarılar diliyoruz. Olması gerekeni, daha önce pek çok bakanımızın imzaladığı metinleri, daha da geliştirdiklerini görüyoruz.Türk sporunu kalkındıracak, büyük yıldızlar kazandıracak, şampiyonlar yetiştirecek bu adımın, belediyeler, federasyonlar ve kulüplerin de tam bir seferberliğiyle amacına ulaşmasını diledik durduk.Ancak kağıt üzerindeki bu protokoller, ne yazık ki, sahada uygulamaya konulamadı Daha doğrusu olması gerektiği gibi uygulanamadıHer iki bakanlığın da yoğunluğundan mı, yorgunluğundan mı, dağınıklığından mı bilinmez, bir türlü verim alınamıyorKurduğumuz Okul Sporları Federasyonu, 2003'ten beri faaliyet gösteriyor ama her geçen yıl daha da irtifa kaybediyorAyrıca her okul bir spor kulübü ilan edilecek, her okulda bir spor kulübü kurulacaktıLiyakatsiz ellerde gençliğimizin yılları heba ediliyor Bu protokolleri uygulayacak olan liyakatli kadrolar tasfiye edilince de sporumuz yaya kalıyorSpora, çocuklara, gençlere, öğrencilere tam randımanlı spor yaptırılamıyorsa sorumlusu kimPeki bakanlarımız kime bakıyor dersinizBEŞİKTAŞ'IN BAŞKANI NERELİ OPLMALI Üç Büyük kulübün başkanları nereli olmalıMesela fanatik bazı Beşiktaşlılar, Başkan Ahmet Nur Çebi'nin Trabzon doğumlu olmasına fena taktılarNiye dersiniz.. Geçtiğimiz yıl Beşiktaş'ı şampiyon yapınca, "Büyük Başkan" tezahüratları yapılan ve "Bu taraftar seninle gurur duyuyor" denilen Başkan Çebi, nasıl oluyor da bu sene doğum yeriyle eleştirinin odağında bulunuyorTrabzonspor şampiyon olunca mı böyle oldu Trabzon doğumlu, hasta Beşiktaşlı bir başkan, kendi futbol takımını her yıl şampiyon yapmak zorunda mıMesela bundan önceki başkan Fikret Orman da Karadenizliydi ama Trabzonlu değil, ArvintliydiHatta ondan önceki Yıldırım Demirören de Artvinliydi İki başkan Artvinli olunca sorun yok da Trabzonlu olunca mı mesele oluyorSerdar Bilgili de Kahramanmaraşlı'ydıBundan önce, hiç bir başkanı sorgulayan çıkmadı, gelen başarıları alkışladıEfsane başkan Süleyman Seba da İstanbullu değildi, yanlış hatırlamıyorsak Adapazarı-Sapancalıydı, hatta kökeni gene Karadeniz'e dayanıyorduHiç sorun olmadıNe yazık ki bunların hiç biri de Beşiktaş doğumlu değildi, ne yapacağız şimdi.. Hepsini de külliyen reddedelim, olsun bitsin"Beşiktaş, Beşiktaş doğumlularındır" diyelim, diğerlerini külliyen reddedelim Hatta Beşiktaş doğumlu olmayan hiç kimseyi, transfer etmeyelim, futbol takımında oynatmayalım, hocalık yaptırmayalım, taraftarlığa kabul etmeyelim Koca Beşiktaş Kulübü'nü Beşiktaş semtine hapsedelim"Sevgisi dalga dalga ülkenin her tarafına yayılmış, sempatisi dünyanın her köşesinde taraftar bulan bütün kulüpler, sadece Türkiye'nin değil, bütün milletlerin ortak değeridirChelsea'nin başkanı da, Arsenal'in sahibi de diğer kulüplerin patronları da ya Rus, ya Çinli, ya da Arap olurken bizim ülkemizde Üç Büyükler'i semt kulübü lan edip ilçelere mi hapsedelim Peşinen söyleyelim, sığdıramazsınızF.Bahçe Stadı'na adı verilen Şükrü Saraçoğlu Trabzonlu Ne yapsın F.Bahçeliler, tabelaları mı indirsinlerTrabzon şehrinin adıyla anılan Trabzonspor'un en efsane başkanı, ilk şampiyon Şamil Ekinci, Kırşehirliydi, Bordo-Mavili