Vefasız âlem

Beşiktaş Kulübü'nün geçtiğimiz Cuma akşamı yaptığı açıklamayı duyduğumuzda ağzımızdan bu sözcükler döküldü. Yılların emektarı Necip Uysal ve kaleci Mert Günok'un kadro dışı bırakılmaları bu emektarlara verilebilecek en kötü yeni yıl armağanı olsa gerekti. Hadi kaleci Mert'in başlangıçta bir Fenerbahçe kariyeri var ama Necip gözünü açtığından bu yana 22 senedir Beşiktaş forması terletmekteydi. İşin daha dramatik kısmı bu kararı alan kulübün teknik direktörü bir başka Beşiktaş efsanesi Sergen Hoca. Ormanda balta darbeleriyle can veren ağaç ağlarken canın mı yandı sorusuna "yok canım yanmadı ama gururum incindi baksanıza beni kesen baltanın sapı da bizden" demiş ya o hesap.

Futbol piyasasının, futbolculuk âleminin hem vefasız hem de nankör olduğunu bilirdik ama bu kadar da beklemezdik. Eğer kulüp içinde bozgunculuk yapmıyor ve yüz kızartıcı bir suça bulaşmamışlarsa futbolculuk için ilerleyen yaşlarında bu futbolculara revâ görülen muamele İrfan Can Kahveci ve Cenk Tosun'a yapılanları da fersah-fersah geride bıraktı.

Böylesine takım aidiyeti yüksek bir profil olan Necip Uysal'ı Beşiktaş'ın minik takımlarından itibaren her kademede rol model alan yeni yetme futbolcular da en az bizim kadar şok olmuşlardır. Çünkü altyapı hocaları onları çalışır ve sabrederlerse günü geldiğinde birer Necip Uysal olabileceklerine dair motive etmekteyken şimdi bu yaşananları çocuklar zihinlerinde nasıl izah edecekler kendilerine

Aniden verilen bu kadro dışı kararı gerekçeleriyle kamuoyuna düzgün bir şekilde izah edilmezse; Baba Hakkıların, Şeref Beylerin, Süleyman Sebaların yetiştiği ve değerlerine, geleneklerine bağlılığıyla bilinen Beşiktaş'ta "ilkesel" bir sıkıntı olduğu görüşü yüksek sesle konuşulmaya başlanacaktır. Zira her şeye rağmen Rafa Silva'ya yapılamayan Türk evlatlarına yapılınca insanın aklına ne gelsin bekliyorsunuz.

Beklenen ve olması gereken; kulübe bu kadar mâl olmuş isimlerin aktif futbolculuk sonrası kariyer planlamasının da kulüp tarafından yapılıp ona uygun eğitim/donatım (pro-lisans, dil eğitimi vs.) imkânlarının sağlanmasıyken, biri 36, diğer 34 yaşına gelmiş iki oyuncuya "gidin kendinize kulüp bulun" demek 1903'den beri Türk sporuna hizmet eden güzide bir takımımıza hiç yakışmadı.