Kurumsal hafıza

Geçen senenin EuroLeague Basketbol Şampiyonu Fenerbahçe Beko bu sene sapır-sapır dökülüyor. İçeride neyse Efes, Beşiktaş ve Galatasaray'la kafa kafaya mücadele ediyorlar ama Avrupa'da durumlar pek iç açıcı değil, geçen çift maç haftasında İspanya deplasmanından iki mağlubiyetle (Valencia-Real Madrid) döndüler ki bu Zalgiris'le başlayan Kızılyıldız ve Dubai ile devam eden mağlubiyet serisinin son iki halkası oldu. Normalde F8 veya F4 hesabı yapan takımlar bu kadar mağlubiyeti sezon boyunca alırken Fenerbahçe Beko daha ilk devrenin ortasında bu durumda Allah encâmını hayreylesin.

Bunun çeşitli sebepleri var elbette konunun meraklıları biliyor ama biz sürecin işletme/yönetim tarafını birlikte inceleyelim isterseniz. Öncelikle Fenerbahçe Beko'da basketbol şubesinin tek sorumlusu olan ve yıllardır bu işi büyük bir ehliyetle yapan Maurizio Gherardini ayrıldı sezon başında, ardından Ali Koç başkanlığı kaybettiği için şube sorumlusu Sertaç Komsuoğlu'nun vedası geldi ister istemez hemen ardında da Fenerbahçe basketbol organizasyonun en kıdemli üyelerinden tercümanlıkla başladığı görevinde takım direktörlüğüne kadar yükselen Defne Patır'ın ayrılığı duyuldu. Şimdi sıranın Cenk Renda'ya geldiği söyleniyor ki bu da doğru çıkarsa Fenerbahçe Basketbol Şubesi'nde bir kurumsal hafıza yitiminden yüksek sesle bahsedebiliriz.

Dile kolay 15 yıldan bahsediyoruz.

Literatürde kurumsal hafıza, bir kurumun zaman içinde biriktirdiği kolektif bilgi, deneyim, süreç ve uygulamaları ifade etmek için kullanılan bir deyim. Her organizasyonun sahip olduğu kurumsal kültürün inşasında ve bu kültürün eski/yeni tüm personele aktarımında en önemli dayanak noktası kurumsal hafıza olarak bilinir.

Sadettin Saran'ın yeni başkan olarak seçilmesinden sonraki süreçte seçimle gelen her yönetici gibi atanmışlar/profesyoneller üzerinde belli tasarrufları olduğu/olacağı muhakkaktır. Sadettin Bey'in şanssızlığı sezon başında gelmediği için kontratlı oyuncu grupları ve hocaları hakkında söz hakkının olmamasıdır denebilir ki orada da İrfan Can ve Cenk'in kadro dışı bırakılmaları bile yeni başkanın kararlılığını göstermesi olarak okunabilir.

Basketbolda oyuncu sayısı futbola göre daha kısıtlı olduğu için sahada anlık olarak oyunu oynayan beş oyuncunuzun da yedekleriyle beraber hocanın verdiği taktiği harfiyen yerine getirmeleri gerekiyor ki sonuç istenildiği gibi olsun. Futbolda 11 oyuncudan birisi o gün formsuzsa ve koşmuyorsa bile geri kalan on arkadaşı onun açığını kapatıp başarılı olabilecekken basketbolda bu mümkün değil. Gerek ilk beş gerek bençten gelenlerin hepsinin maksimum verim vermeleri şart bu oyunda.