Kulüpler satılabilir mi

Kapitalizmin hüküm sürdüğü bu devirde, endüstriyel futbol diye bir cenderenin içindeyseniz, doğru bir yöntemle, belli bir bedeli ve bu bedelin yan ödeneklerini (aracılık komisyonu, vergi, harç vb.) ödemeniz şartıyla dünya üzerinde para ile satın alınamayacak hiçbir organizasyon, kulüp, dernek, şirket, antrenör, futbolcu yoktur. Aksi zaten kapitalizmin ruhuna uygun olmazdı.

Geçen hafta içinde bazı irili-ufaklı haber sitelerinde yerel kaynaklara dayandırarak Suudi Arabistan Prensi (fiili Kralı aslında) Muhammed bin Selman'ın Galatasaray Kulübü'ne talip olduğu yönünde bazı haberler dolaşıma sokuldu. Bir nevi nabız yoklama da olabilir, ateş olmayan yerden duman çıkmaz durumları da olabilir. (Kulüpten bir yalanlama gelmemişti şu ana kadar)

Bu talep Prens açısından şaşırtıcı değil çünkü MBS'nin futbola olan ilgisi ve futbolun dönüştürücü dinamiğini ülkesinin yeni açılımlarında kullanmak için gösterdiği çabayı futbol dünyasını izleyen hemen herkes biliyor zaten. Kraliyet Ailesinin sahibi olduğu Suudi Pro Lig takımlarının kadrolarına doldurdukları anlı-şanlı onlarca-yüzlerce yıldız mevcut. Adamlar takır-takır kulüp satın alıyor tüm dünyada. Yani futbol yeni dönemde Suud için hem eğlence hem yatırım olarak trendy bir iş olarak konumlanmış durumda.

Gelelim bizim açımızdan konunun nasıl ele alınabileceğine. Öncelikle mevcut yasal mevzuat özellikle yüz yılı devirmiş İstanbullu üç kardeş için (Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray) kulübün sahibinin dernek statüsünde olmasından kaynaklanan bir zorluğu barındırıyor. Dernekler de Dernekler Kanunu gereği alınıp satılabilen ticaret malları/metâları değil yasal olarak. Ne var ki bu kulüplerimizin her birinin birer adet Türk Ticaret Kanunu'na tabi Anonim Şirketi de var ve bu şirketin ana hissedarı kulübün sahibi olan dernek. Kanun koyucu bu husus üzerinde bir düzenleme yapana kadar bu kapı kapalı Prens Hazretleri için.

Ne var ki yıllar önce İngiltere'de de aynı durum mevcuttu fakat kapitalizmin dişlileri her biri halkın takımı olan Mancester United'ı da, Liverpool'u da Arsenal'i de gayet güzelce sahiplendirdi ve ülkeye giren yabancı sermayenin hazineye yaptığı bol sıfırlı katkılara uygun yasal düzenlemeler "şıp" diye geçiverdi hem meclisten hem de Lordlar Kamarası'ndan. Siz paradan haber verin yeter ki.